Türkiye’de Roma dönemine ait dört antik barajdan birisi olan Örükaya’da kurtarma kazıları yeniden başlatıldı. Çorum’un Alaca ilçesine bağlı Örükaya köyünde bulunan ve kurtarma kazısı yapılan ilk baraj olan Örükaya Barajı, bölgenin Roma dönemi iskanına ve su yönetimine ışık tutması açısından önem arz ediyor. Yaklaşık 2 bin yıllık bir geçmişe sahip olan antik barajın inşasında Romalı lejyonların (askeri birlik) çalıştığı tahmin ediliyor.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ömer Arslan, Müze Müdürü Metin Çakar, Örükaya Barajı’ndaki çalışmaları yerinde inceleyerek, çalışmalar hakkında Örükaya Arkeolojik Araştırma Projesi Bilimsel Danışmanı Öğretim Üyesi Dr. Emine Sökmen’den bölgedeki çalışmalar hakkında bilgi aldı.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ömer Arslan, Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile ‘Örükaya Arkeolojik Araştırma Projesi’ kapsamında Çorum Valiliğinin desteği Çorum Müze Müdürlüğü başkanlığında Hitit Üniversitesi bilimsel danışmanlığında geçtiğimiz yıl başlatılan kazı çalışmalarının bu yılda devam ettiğini söyledi.
Tarihi barajın yaklaşık 2 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu dile getiren Arslan, “Yaklaşık 2 bin yıllık tarihi Roma Barajı’nın kurtarma kazısındayız. Bu projeyle turizm destinasyonumuzda önemli bir tarihi değeri destinasyon üzerinde işaretleyip destinasyonumuza ilave etmiş olacağız. Alacahöyük, Hattuşa, Şapinuva Hititlerin tarihi antik kentlerinden tarihi yol ağı üzerindeler. Alaca ilçemize Ortaköy ilçemize geçişte çok önemli bir uğrak noktası olacak. Bu projemizin kurtarma kazısı tamamlandığında Roma dönemine ait barajımızın turizm hizmetine sunulması ve insanlarımızın bu görsel güzelliğe kavuşmalarını çevre düzenlemesiyle birlikte sağlamış olacağız” dedi.
Anadolu’da bulunan Roma barajlarından biri olan Örükaya Barajı’nın içinde bulunduğu bölgenin antik dönem hidrolojisi, hidro-jeolojik süreçleri, barajın inşa tekniği hakkında edinilmeye başlandığını dile getiren Örükaya Arkeolojik Araştırma Projesi Bilimsel Danışmanı Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Emine Sökmen, projenin amaçlarından bir tanesinin de barajın içinde bulunduğu peyzajda antropogenik faktörler ve doğal süreçleri ortaya koymak olduğunu söyledi.
Suyun yönetiminin Örükaya’nın içinde bulunduğu Alaca coğrafyası için Hitit döneminden beri başlıca konulardan biri olduğunu ve Hitit çekirdek bölgesinde, suyun toplanarak dağıtılmasına, üretim süreçlerinde kullanılmasına dönük olarak barajların inşa edildiğini ifade eden Sökmen, söz konusu bölge için suyun idaresinin tarihsel süreklilik arz ederek Roma döneminde de Örükaya’da vucüt bulduğunu ifade etti. Sökmen, günümüzde ise hem Örükaya Barajı’nın 150 metre güneyindeki sulama göletiyle çevredeki diğer sulama göletleri ve Alaca-Koçhisar barajlarının bu süreklilikle bölge için suyun toplanmasının zaruriyetine işaret ettiğine vurgu yaptı.
“Roma’nın Anadolu’daki egemenliğini yayma ve doğuya ilerlemesi sırasında askeri bir üs mahiyetinde olduğunu söylemek mümkün”
Örükaya’nın içinde bulunduğu coğrafyanın antik dönemde Galatia Bölgesi olarak adlandırıldığını kaydeden Sökmen, “Galatia, M.Ö. 1. yüzyılın sonlarında Roma hakimiyetine girerek, bir eyalet olarak yönetsel düzenlemeye tabi, tutulmuştu. Bölgenin Roma’nın Anadolu’daki egemenliğini yayma ve doğuya ilerlemesi sırasında askeri bir üs mahiyetinde olduğunu söylemek mümkün. Nitekim, M.S. 1. yüzyıl başlarında doğuda Parth İmparatorluğu’na ve Armenia’ya karşı gerçekleştirdiği askeri harekatlar sırasında toplanma noktası olarak vazife görmüştü. Bölge, Roma yolağının önemli kollarına ev sahipliği yapmaktaydı ki bu yollar askeri amaçlı inşa edilmişti. Daha sonrasında imparatorluğa ticari ve ekonomik fayda sağlamıştır. Bu yolların önemli bir kolu Örükaya’ya çok da uzak olmayan bir noktadan Yozgat’tan geçmekteydi. Barajın inşasını çok büyük ihtimalle, bölgeye görevlendirilmiş askeri birliklerde yer alan ve Roma hakimiyetine dahil edilen yeni alanların özellikle yol yapımıyla bayındırlık sürecini başlatan asker mühendisler gerçekleştirmiştir” ifadelerini kullandı.
Anadolu’da bilinen 4 tane Roma Barajı’nın bulunduğunu dile getiren Sökmen, “Bunlardan bir tanesi Ankara’daki Bentderesi’nde bulunurdu ancak günümüze kadar korunamamıştır. Bir diğeri Kütahya’da bulunan Aizanoi Antik Kenti’ne hizmet vermiş. Sonuncusu Niğde’de Büget Barajı olarak karşımıza çıkıyor. Örükaya ise bunlardan bir diğeridir. Bu dört barajımızdan bir tanesinin tahrip olduğunu göz önünde bulundurursak kurtarma kazılarıyla Anadolu’daki Roma dönemi baraj yapıları ile ilgili bilgi üretmeye çalışan ilk baraj kazısı olması nedeniyle Örükaya Barajı oldukça önemli” diye konuştu.
Sökmen, bu yıl ki kazı çalışmalarının yürütülmesine Alaca Belediyesi ve Isvea Eurasia’nın da destek verdiğini sözlerine ekledi.