28 Şubat Davasında 68 sanık beraat etti. Aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın da bulunduğu 21 sanık ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
28 Şubat postmodern darbesiyle ilgili devam eden davada karar açıklandı. Aralarında Engin Özkasnak ve Engin Alan’ın bulunduğu 68 sanık beraat etti. Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, eski Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ve Emekli Orgeneral Çetin Doğan ve eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz gibi isimlerinde aralarında bulunduğu 21 sanığa ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
İŞTE MÜEBBET ALAN İSİMLER
- İsmail Hakkı Karadayı
- Çevik Bir
- Çetin Doğan
- Kemal Gürüz
- İlhan Kılıç
- Ahmet Çörekçi
- Aydan Erol
- Cevat Temel Özkaynak
- Çetin Dizdar
- Çetin Saner
- Erdoğan Öznal
- Erol Özkasnak
- Fevzi Türkeri
- Hakkı Kılıç
- Hayri Bülent Alpkaya
- Hikmet Köksal
- İdris Koralp
- Kenan Deniz
- Muhittin Erdal Şenel
- Vural Avar
- Yıldırım Türkeri
MÜEBBET HAPİS ALAN TEK SİVİL İSİM KEMAL GÜRÜZ OLDU
Müebbet hapis cezası alan isimler arasında tek sivil isim ise dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz oldu.
ADLİ KONTROL ŞARTI GETİRİLDİ
Karar kesinleşene kadar müebbet alan sanıklara tutuklama tedbiri yerine adli kontrol tedbiri uygulanacak. Ayrıca hapis cezası alan sanıklara yurt dışı yasağı getirildi. Ceza alan sanıklar her gün ikametlerine en yakın karakola giderek imza verecek.
KARAR OY BİRLİĞİYLE ALINDI
Karar mahkeme heyeti tarafından oy birliğiyle alındı. Kararın kesinleşmesi için Yargıtay tarafından onaylanması gerekiyor. 2013 yılında başlayan davada karar 5 yıl sonra geldi.
AK PARTİ’DEN İLK TEPKİ: HAMDOLSUN
5 yıl sonra gelen kararla ilgili ilk yorum AK Parti Milletvekili Ravza Kavakçı’dan geldi. Kavakçı konuyla ilgili şunları söyledi: Demokrasimiz adına çok mutluyuz. Bundan sonra kimse böyle bir şeye kalkışamayacak, akıllarından bile geçiremeyecekler. Rabbimize hamddediyoruz bu karar için.
60 SANIĞA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENİYORDU
Savcı, sanıklar İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Çetin Doğan, Erol Özkasnak, Muhittin Erdal Şenel, Kenan Deniz, İlhan Kılıç, Yıldırım Türker, Çetin Saner, Kamuran Orhon, Vural Avar, Hayri Bülent Alpkaya, Hikmet Köksal, Ahmet Çörekçi, İdris Koralp, Fevzi Türkeri, Çetin Dizdar, Hakkı Kılınç, Mustafa Bıyık, İbrahim Selman Yazıcı, Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu, Serdar Çelebi, Mustafa Babacan, Orhan Nalcioğlu, İsrafil Aydın, Cevat Temel Özkaynak, Ayhan Cansevgisi, Orhan Yöney, Ersin Yılmaz, Köksal Karabay, Hüsnü Dağ, Oğuz Kalelioğlu, İsmail Ruhsar Sürmer, Şevket Turan, Metin Yaşar Yükselen, Şükrü Sarıışık, Refik Zeytinci, Yücel Özsır, Altaç Atılan, Aydan Erol, Mustafa Hakan Bural, Yahya Kemal Yakışkan, Yahya Cem Özarslan, Ziya Batur, Bahaddin Çelik, Ruşen Bozkurt, Ünal Akbulut, Sezai Kürşat Ökte, Cengiz Çetinkaya, Ahmet Aka, Alican Türk, Osman Atilla Kurtay, Erkan Yaykır, Mehmet Aygüner, Erdal Ceylanoğlu, Ergin Celasin, İzzettin İyigün, Halil Kemal Gürüz, Sedat Arıtürk ve Erdoğan Öznal’ın “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istemişti. Sanıklar Teoman Koman, Eser Şahan, Salih Eryiğit ve Tevfik Özkılıç’ın vefat etmesinden dolayı haklarında açılan davanın düşürülmesini talep eden savcı, 39 sanığın ise beraatine karar verilmesini istemişti.
28 ŞUBAT’TA NE OLDU?
Postmodern darbe” olarak nitelendirilen 28 Şubat 1997’deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının üzerinden 21 yıl geçti. Yeni bir siyasi dönemin kapısını aralayan ve yoğun tartışmalara neden olan 28 Şubat’a giden süreçte Türkiye, tarihinin önemli günlerinden birini yaşadı. Necmettin Erbakan’ın başbakanlığında, Refah Partisi (RP) ve Doğru Yol Partisi (DYP) arasında 28 Haz iran 1996’da kurulan 54. Hükümet’te, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev aldı. “Rejimin tehdit edildiği” görüşünün sık sık dillendirildiği bu dönemde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Erbakan’ın, 24 Ocak 1997’de Kayseri’ye yaptığı gezi sırasında, tek tip elbise giyip bere takan il örgütü görevlileriyle ilgili partiye uyarıda bulundu. Söz konusu durumun “Siyasi Partiler Yasası’na aykırı olduğunu” ifade eden Başsavcılık, RP Kayseri İl Yönetim Kurulunun 30 gün içinde görevden el çektirilmesini istedi. Başsavcılılık, “fesih işleminin yapılmaması halinde, RP hakkında kapatma istemiyle dava açılacağını” da partiye iletti. Başbakan Erbakan, 1 Şubat 1997’de, kamuoyundan yükselen itiraz sesleri ve DYP’li bazı bakanların “İmza atmayız” tepkisine rağmen “üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan” kararnameyi Bakanlar Kurulunda imzaya açtı.
SİNCAN’DA ” KUDÜS GECESİ” GERİLİMİ
RP’li Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ın 31 Ocak 1997’de düzenlediği ” Kudüs Gecesi”nde İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheri’nin de katılarak bir konuşma yapması ve sergilenen gösteriler, “rejim tartışmalarının” daha da alevlenmesine yol açtı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı, tepkilere yol açan “Kudüs Gecesi”ni düzenleyen RP’li Belediye Başkanı Yıldız hakkında 2 Şubat 1997’de ayrı ayrı soruşturma başlattı. Söz konusu gecede konuşan İran’ın Ankara Büyükelçisi Bagheri, 3 Şubat 1997’de Dışişleri Bakanlığına çağrılarak protesto edildi.
TANKLAR SİNCAN SOKAKLARINA ÇIKTI
Yaşanan bu gelişmeler içerisinde, 28 Şubat sürecinin unutulmayacak görüntüleri olarak tarihteki yerini alan “Sincan’dan tankların geçmesi” olayı yaşandı. Sincan’da 4 Şubat 1997’de 15 tank ve 20 kariyer, ilçeden geçerek Yenikent’teki tatbikat alanına gitti. “Askerin uyarısı” olarak değerlendirilen bu gelişme, Sincanlılar tarafından “darbe oluyor” şeklinde algılanarak, şaşkınlığa yol açtı. Yaşanan gelişmeler üzerine harekete geçen dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, Sincan’dan tankların geçtiği gün Belediye Başkanı Yıldız’ı görevden uzaklaştırdı. Ankara DGM’deki sorgusunun ardından Terörle Mücadele Şubesince gözaltına alınan Yıldız, beraberindeki 9 kişiyle “yasa dışı silahlı çeteye yardım, halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla tutuklandı.
“DEMOKRASİYE BALANS AYARI YAPTIK”
Kudüs Gecesi’nden 4 gün sonra İçişleri Bakanlığına bir yazı gönderen dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, “Belediyelerdeki köktendinci kadrolaşmanın derhal incelenmesini” istedi. Bunun üzerine İçişleri Bakanı Meral Akşener, valiliklere gönderdiği yazıda “Cumhurbaşkanı’na bilgi verilmek üzere” konunun araştırılması talimatını verdi. Başbakan Erbakan, 21 Şubat 1997’de Cumhurbaşkanı Demirel ile yaptığı görüşme sonrasında “Türkiye’nin rejim meselesi yok.” açıklaması yaptı. Aynı gün, Washington’da Türk- ABD Konseyi kapanış balosunda konuşan dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, yıllarca zihinlerden silinmeyecek “Sincan’da demokrasiye balans ayarı yaptık.” açıklamasını yaptı. Tartışmaların en yoğun döneminde, Cumhurbaşkanı Demirel’in 26 Şubat’ta Başbakan Erbakan’a “rejim konusunda endişelerini dile getiren bir mektup gönderdiği” otaya çıktı.
28 ŞUBAT’TA GERGİN MGK
Yaşanan tüm bu gelişmelerin ışığında, 28 Şubat 1997’de MGK, Cumhurbaşkanı Demirel’in başkanlığında toplandı. MGK tarihinin en uzun toplantılarından biri olan, Türkiye’ye siyasal ve sosyal anlamda yeni bir istikamet çizen bu tarihi toplantı, 8 saat 45 dakika sürdü. Çankaya Köşkü’nde saat 15.10’da başlayan toplantı, saat 23.55’te sona erdi.
MGK toplantısına Başbakan Necmettin Erbakan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan, İçişleri Bakanı Meral Akşener ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hikmet Köksal, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman ve MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıç da katıldı. Toplantıda, MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Onur Öymen, Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel, Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Bilican ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz, Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Çetin Taner ile MGK Genel Sekreter Başyardımcısı Korgeneral Necdet Timur da hazır bulundu.
RP’YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
Başbakan Yardımcısı Çiller, DYP Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, MGK kararlarına direnilmemesini istedi. Bundan sonra DYP’de “hükümetten çekilelim” sesleri yükselmeye başladı. Anayasa Mahkemesinin kuruluş yıl dönümünde konuşan Cumhurbaşkanı Demirel, “Kimse laik Cumhuriyet’e alternatif aramaya kalkışmasın” ifadelerini kullandı. Demirel, 22 Nisan’daki bir başka konuşmasında ise Türkiye’nin içinde bulunduğu krizden çıkış yolunu “seçim” olarak gösterdi. MGK, 26 Nisan’da toplandı ve 28 Şubat’ta alınan kararların ne kadar uygulandığını belirleyebilmek için “İzleme Komitesi” kurulmasını kararlaştırdı. Bu komite, her ay MGK’ya bir de rapor sunacaktı. Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 21 Mayıs 1997’de “Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği açıklıkla anlaşıldığı” gerekçesiyle, RP’nin sürekli kapatılması istemiyle dava açtı.
ERBAKAN İSTİFA ETTİ
Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde 11 Haziran’da irticaya karşı “Batı Çalışma Grubu” oluşturuldu. Haziranın 18’inde Başbakan Necmettin Erbakan ile yardımcısı Tansu Çiller, “giderek artan toplumsal gerginlik nedeniyle hükümetin nasıl devam edeceği” konusundaki görüşmelerinde uzlaştılar. Başbakanlığı Çiller devralacak, BBP hükümete girecek ve erken seçim yapılacaktı. Bu anlaşmadan sonra Erbakan aynı gün hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı Demirel’e sundu. Erbakan, Demirel ile görüşmesinde RP, DYP ve BBP’nin anlaştığını, Bakanlar Kurulu ve hükümet programının hazır olduğunu bildirdi ve hükümeti kurma görevinin Çiller’e verilmesini istedi. Cumhurbaşkanı Demirel ertesi gün muhalefet lideri Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Deniz Baykal ve Hüsamettin Cindoruk ile görüştü, ardından da hükümeti kurma görevini ANAP Genel Başkanı Yılmaz’a verdi. Yılmaz’ın görevlendirilmesine RP, DYP ve BBP liderleri tepki göstererek, Demirel’i eleştirdi.