BUNU YAPANLAR DİKKAT!
Çalışan çiftler için yaz aylarındaki yıllık izin büyük önem taşıyor.
Büyükşehirlerde yaşayanlar genellikle yıllık izinlerinde memleketlerine gidip eş, dost ve akrabalarla vakit geçirilir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin ‘içtihat metni’ özelliğindeki kararı, yıllık izinlerinin nerede geçirilmesi gerektiğine adeta ışık tutuyor. Daire, yıllık izinlerinde eş ve çocuklarından çok memleketinde vakit geçiren erkeği kusurlu buldu. Daire, erkeğin izinlerinde eşi ve çocuğundan çok memleketinde vakit geçirerek, eşi ve çocuklarıyla yeterince ilgilenmemesi boşanma sebebi olduğuna hükmetti.
Bir çift, şiddetli geçimsizlik gerekçesiyle boşanmaya karar verdi. 6. Aile Mahkemesi’nde görülen boşanma davasında, kadına nafaka verilmesi kararlaştırıldı. Mahkeme, erkeğin boşanma ve tazminat talebini reddetti. Yıllık izinlerinde eşi ve çocuklarına yeterince vakit ayırmayıp memleketine gittiği iddia edilen koca, kararı temyiz etti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, dava dosyasını yeniden inceledi. 6. Aile Mahkemesi’nin tarafları eşit kusurlu kabul ederek boşanmalarına karar verildiğinin hatırlatıldığı Yargıtay’ın içtihat metninde, “Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı erkeğin kadını annesinin evine götürerek istemediğini söylediği, izinlerinde eşi ve çocuğundan çok memleketinde vakit geçirdiği, böylece eşi ve çocuklarıyla yeterince ilgilenmediği, davalı-karşı davacı kadının ise, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı kadının gerçekleşen kusurları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğe göre ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece verilen boşanma kararı, bu sebeple sonucu itibarıyla doğru olduğundan, erkeğin davanın kabulüne yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir. Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçe gösterilerek erkeğin maddi ve manevi tazminat talepleri reddedilmiştir. Davalı-karşı davacı kadın boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Mahkemece, tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak, davacı-karşı davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.” denildi.
Öte yandan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin başka bir kararında eşini ailesi ile görüştürmeyen kocayı ağır kusurlu saydığı belirtildi. Oturmuş Yargıtay içtihatlarına göre boşanmaya sebep olan bazı hususlar şöyle sıralanıyor: “Eşinin fiziki özellikleri ile alay etmek, eşini beğenmediğini söylemek, başkalarıyla kıyaslamak, çocuklarına hakaret etmek, eşini ailesi ile görüştürmemek, ailesi ve çocuklarına ilgisizlik.”