Suriye’nin kuzeyinde TSK’nın konuşlandığı İdlib’deki gözlem üssüne yönelik saldırıda bir askerin şehit olduğu, 3 askerin de yaralandığı haberi geldi. Son bir ayda artan saldırılar ve verdiğimiz şehitlerin ardından Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar, “Rejim güçlerinin bu saldırılarının Rusya’nın bilgisi olmadan olması mümkün değil. Türkiye ile ABD arasında iletişimin arttığı dönemlerde bu saldırılar ivme kazanıyor. Bölgede TSK’nın hareketi kısıtlanmak ve Türkiye baskılanmak isteniyor” dedi.
“BU BEŞİNCİ SALDIRI OLDU”
“Yaşanan son saldırı, TSK’ya ait gözlem noklarına yönelik düzenlenen beşinci saldırıdır. Bunun üçü basına yansımıştı. Saldırıların İdlib bölgesinde TSK’ya ait unsurların hareket kabiliyetini etkilemeyi, yani sınırlamayı amaçladığını söylememiz gerekir. Gözlem noktaları her iki ateşin ortasında kalan riskli alanlardır. Bölgede de 9-10 ve biraz da 11 No’lu gözlem noktaları, hem muhalif hem de rejim güçlerinin iki ateşi arasındadır.
“SALDIRININ AMACI PROVOKASYON”
İdlib meselesinde Rusya’nın açıkçası çok kurnaz davrandığını söylemek gerekir ve rejim güçlerinin Rusya’nın bilgisi ya da desteği olmadan gözlem noktalarına ateş açması mümkün değil. Saldırının amacı provokasyon yaratmaktır. Burada Rusya ile İran arasında da bir egemenlik kavgası vardır. Rusya, Astana sürecinin ardından İdlib’de terör örgütlerinin ıslah edilmemesi, M4 ve M5 karayollarının açılmaması ve hava üssüne yönelik saldırıları argümanları olarak elinde sımsıkı tutuyor.
“TÜRKİYE-ABD YAKINLAŞMASI”
Ancak Türkiye ile ABD arasında iletişimin hafif ısındığı dönemlerde bu saldırılar ivme kazanıyor. Başka bir ifadeyle, İdlib’de bir provokasyon yaratıyor. Bakın Suriye’deki çatışma gerçekten çok derin ve herkes tarafından kullanılmak istenen bir ortam söz konusu. Rejim, kendi başına bunları yapamaz. Rejimin hava gücü Rusya desteğiyle güçlendi. Uçakları ve varil bombaları var ancak ciddi bir kara gücü yok.
“TERÖR ÖRGÜTÜ BÖLGEDE GİZLENİYOR”
Bakın Irak’ta, mezhep savaşı çıkardılar ve Şii-Sünni savaşının kazananı ülkenin kuzeyindeki Barzani oldu. Burada (Suriye) ise önce Sünniler ile Nusayriler çatıştı; sonra çatışmaya Şiiler dahil oldu ve şu an ülkenin kuzeyinde terör örgütü PKK sessizce kendini unutturuyor.
“TÜRKİYE ÇOK UYANIK OLMALI”
Türkiye’nin kesinlikle çok uyanık ve İran ile birlikte çok sağduyulu olması gerekiyor. Suriye’de hem mezhep hem de meşrep savaşı yaşanıyor. Bölgede istikrarsızlık daha da derinleştiriliyor. Burada herkesin bir planı var. Suud, BAE ve Mısır bölgedeki farklı gruplara zaten destek veriyor. İsrail kendisini göstermeden çok güzel tezgâhlar kuruyor ve Ortadoğu, İsrail’in ihtirasları çerçevesinde dizayn edilmeye çalışılıyor.
“İDLİB KAYNAYAN BİR KAZAN”
Herkes birbirine dolanıyor ama her şart ve koşulda İsrail kazanan oluyor! Müslümanlar, Şii-Sünni adı altında savaşırken kazanan Hıristiyanlar ve Yahudiler oluyor. Suriye’deki Sünni terör örgütlerinin hepsi İdlib’e gönderildi ve burası kaynayan bir kazan haline getirildi.
“SİYASİ SÜREÇ BAŞLATILMALI”
Türkiye’nin İran ile birlikte mezhep ayrışmasına asla gitmeden Suriye’de siyasi süreci desteklemesi gerekiyor. Ülkede siyasi sürecin başlaması, savaşın bitmesi ve insanların talep ettikleri hakları alması konusunda ciddi ve büyük adımların atılması gerekiyor.