Kayseri Deniz Postası gazetesi sabihi Azim Deniz yazılı açıklama yaparak şunları söyledi:
“Saygı değer basın mensupları İç ve Dış düşmanlarımız DAEŞ, PKK,FETÖ.. vs örgütleri ve Eonomi, Terör, mezhep çatışmaları gibi enstrümanları kullanarak Türk toplumu ile savaşmaktadır. Ancak muvaffak olamayacaklardır. Beşiktaş’ta yaşanan Terör olayını şiddetle kınıyorum. Şehitlerimize Allahtan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Sorumlularının en kısa zamanda yakalanarak gereken cezanın verileceğinden hiç şüphemin olmadığını belirtmek isterim.
Perşembe günü sabah saat 3 te gazetemize Cumhuriyet savcısının toplatma için verdiği skandal karara karşı vermiş olduğunuz haber desteğinden dolayı teşekkür ediyorum.
Bu yaşanan skandal olayı iki bölümde ele almak istiyorum.
1-Benim, gazetemde yaptığım haber doğru ya da yalan olabilir. Haber yalan ise cezai müeyyideleri de gazetenin itibar kaybı da bellidir. Ancak bir Cumhuriyet savcısının sanki terör propagandası yapan bir gazeteyi toplatıyor gibi gece uykusundan kalkarak gazetemizi toplatma kararı vermesine anlam veremiyorum. Cumhuriyet savcısı tam bir demokrasi skandalına imza atmıştır. Verdiği bu karardan dolayı hem tarihe geçmiş hem de ömrü boyunca vicdan azabı çekeceğinden şüphem yoktur.
Gazetemize yapılan toplatma kararına Muhalefet partileri MHP ve CHP den tepki gelirken meslek kuruluşumuz olan Gazeteciler cemiyetinin sessiz kalması bizleri derinden yaralamıştır.
Savcının yaptığı basın özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir. Türkiye’de bunun başka örneği var mıdır bilemiyorum.
2- Gazetemizin 08.11.2016 tarihli sayısında “Bakan böyle yaparsa” başlıklı bir haber yapılmıştır. Bu haberde sayın bakanın şahsiyetine hakaret, iftira ya da yıpratma söz konusu değildir. Keza bakanla her hangi bir problemim ya da bir hasımlığım yoktur. Bakan beyin insani ilişkileri de son derece iyidir. Haberin araştırma kısmı yaklaşık bir hafta sürmüştür. Sayın bakanın şirket ortağı olduğunu ise haberden bir gün önce son öğrenmiş bulunuyoruz.
Yaptığımız haberle çevreye, topluma karşı duyarlı bir gazeteci olarak görevimizi yerine getirdik.
Doğaya zehirli atık gömüldüğünü, Bimer ve Cimer’e şikayet edilmesine rağmen, çevre il müdürü tarafından olayın üstü kapatıldığını iddia eden bir vatandaş gazetemize gelerek konuyu aktarmıştır.
Muhabir arkadaşlarımız konuyu araştırmış olayın doğruluğuna kanaat getirince haberi gazetenin manşetlerine taşımıştır.
Habere konu olan şirketin ortaklarını ticaret sicil gazetelerinde sorguladıklarında ise Çevre şehircilik bakanı Sayın Mehmet Özhaseki’nin de bu şirkete ortak olduğunu görmüşlerdir. Habere muhatap şirket sahiplerini daha önceden tanımıyoruz, herhangi bir görüşmemiz ya da ticari faaliyetimiz olmamıştır. Haber sadece gazetecilik kaygısı ile yapılmıştır.
Haber özeti şu şekildedir. Bahsi geçen şirket, Erkilet bölgesinden Bazalt madenini çıkartıyor yüksek ısıda taş yününe çeviriyor, geriye ağır metal ve arsenik içeren kükürt atığı kalıyor. Çevre bakanlığının atık yönetmeliğine göre bu atıklar, geri dönüşüm şirketleri tarafından bertaraf edilmesi gerekir. Bu işlemin maliyeti yüksek olmasından dolayı, Çıkan atık maddelerin gömülmesi yasak olmasına rağmen, maden getiren kamyonlarla tekrar Erkilet’e götürülüp gömülüyor. Bugüne kadar 17bin ton yaklaşık ‘1000 kamyona yakın’ atığın toprağa gömüldüğü iddia edilmektedir.
Atalarımız ”Halep orada ise Arşın burada” demişler. Madem gömülü yer belli neden gazeteciler ve bilirkişiler önünde bura açılarak kendilerini temize çıkartmıyorlar.
Sayın bakanın mailinde, gazetecilere bölge gezdirilecek denmiştir ama, gazeteciler şirket müdürü Aytekin Aydemir tarafından Şener Şen İlyas Salman’ın filminde işçileri Almanya’ya götürüyoruz diye İstanbul’a götürdükleri gibi, minibüse doldurulup maden sahası yerine fabrikaya götürülerek reklam yapılmış sonrada gazeteciler cemiyeti önüne bırakılmışlardır.
Sayın bakan’ın gömülü atıklardan haberi olmayabilir bunu ortağı olduğu Ravaber şirketi bakanın nüfusunu kullanarak yapıyor olabilir. Ancak bakanın yapması gereken ve etik olan, olayı detaylıca araştırıp kendi şirketi bile olsa derhal gerekeni yapmasıdır. Gazeteye el koyma ve gazete toplatma kararı, Anayasa ve hukuk kurallarına aykırıdır.
İŞTE ÇEVRE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI 26927 SAYILI ATIK YÖNETMELİĞİNE GÖRE ATIK MADDELERİN NELER OLDUĞU VE BERTARAF YÖNTEMİ
Çevre ve şehircilik bakanlığının 5 Temmuz 2008 tarih ve 26927 sayılı yönetmeliğinden bazı maddeler
Madde 2 C Taş ocağı faaliyetleri ile mineral kaynakların aranması çıkartılması işlenmesi ve depolanması sonucu oluşan atıkları kapsar
Madde 6 (1) Atıkların izin verilen tesisler dışında geri kazanılması, bertaraf edilmesi ve/veya ettirilmesi,toprağa ,denizlere, göllere, akarsulara,ve benzeri alıcı ortamlara dökülmesi,dolgu yapılması,ve depolanması sureti ile kirletilmesi yasaktır.
ATIK SINIFLARI EK1
Q8 Endüstriyel işlem kalıntıları (örneğin curuflar, diptortusu, ve benzeri)
Q11 Hammadde çıkartılması ve işlenmesinden kaynaklanan kalıntılar(örneğin petrol sahası slopları, Madencilik atıkları, ve benzeri)
ATIK MALZEME KODLARI
10 11 03 Cam Elyaf atıkları
17 06 01 Asbest içeren yalıtım malzemeleri
Çevre bakanlığının bu atık yönetmeliğine göre
Kartek firmasının Erkilet’ten çıkartıp organizede’ki Ravaber firmasında yüksek ısıda işleyerek Taş yünü (elyaf) haline dönüştürdüğü Bazalt madeninden arta kalan atıkların toprağa gömülmesi yasaktır.
Ravaber ve Kartek firması tarafından yaklaşık 17 bin ton tehlikeli atıkErkilet bölgesindeki maden sahasına 40 metre derinliğe gömüldüğü iddia edilmektedir.
Ek-II A Atıkların düzenli depolanma kriterlerine göre
“Arsenik miktarı > 0,2-2,5 mg/lt” olan atıklar Tehlikeli atık olarak muamele görmektedir.
Kartek firmasının çıkarttığı Ravaber firmasının işleyerek Taş yünü haline getirdiği Kayseri Kocasinan Erkilet bölgesinde bulunan Bazalt madeni defalarca labaratuarlarda incelemeye tabi tutulmuş ve Arsenik miktarı “en az 1,30 en çok 1,80 dir.” Olarak tesbit edilmiştir. Dolayısı ile Erkilet bölgesindeki bazalttan arda kalan atıklar tehlikeli madde sınıfındadır.
Bu kadar gerçek ve detay ortada iken habere nasıl bakacağınızda siz değerli gazeteci arkadaşlarımın kendi vicdanına kalmıştır. Saygılarımla 11.12.2016
Kayseri Deniz Postası gazetesi/Azim Deniz