Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Doğu Akdeniz konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alarak söylediği “Bizim sorunumuz Türk halkıyla değil Erdoğan’la” sözlerine Dışişleri Bakanlığı’ndan yanıt geldi. Dışişleri Fransız lider için “Kendi acziyetinin ve içinde bulunduğu çaresizliğin dışa vurumudur” ifadelerini kullandı.
Doğu Akdeniz’e 3 bin km uzaklıkta bulunan ancak her fırsatta bölge hakkında laf söylemekten geri durmayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron son olarak “Biz, Avrupalılar olarak, Erdoğan’a karşı katı ve güçlü olmalıyız. Bizim sorunumuz Türk halkıyla değil Erdoğan’la” ifadelerini kullanmıştı. Dışişleri Bakanlığı da bu sözlere “Macron’un açıklamaları kendi acziyetinin ve içinde bulunduğu çaresizliğin dışa vurumudur. Zira tüm dünyada serbestçe at koşturdukları günler geride kalmıştır” diye karşılık verdi.
“ESKİ SÖMÜRGECİ REFLEKSLERİYLE DERS VERMEYE ÇALIŞAN BİR AÇIKLAMA YAPMIŞTIR”
Dışişleri Bakanlığı’nın açıklaması şu şekilde “Fransa Cumhurbaşkanı Macron yine eski sömürgeci refleksleriyle kibirli, üst perdeden ders vermeye çalışan bir açıklama yapmıştır. Aslında Macron’un açıklamaları kendi acziyetinin ve içinde bulunduğu çaresizliğin dışa vurumudur. Zira tüm dünyada serbestçe at koşturdukları günler geride kalmıştır. Dış politikadaki tüm sinsi planlarını suya düşürdüğümüz, kirli oyunlarını bozduğumuz Macron iç açısıyla her gün fütursuzca Türkiye’ye ve Sayın Cumhurbaşkanımıza saldırmaktadır.
“CUMHURBAŞKANIMIZ GÜCÜNÜ HER ZAMAN HALKINDAN ALMIŞTIR”
Sayın Cumhurbaşkanımız Avrupa’da en yüksek oy oranıyla seçilen liderlerdendir. Sayın Cumhurbaşkanımız gücünü her zaman Türk halkından almıştır. Türk halkı ve Hükümeti, bu tür hezeyanlar karşısında hep tek yürek olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
“FRANSA KÖRÜ KÖRÜNE AVUKATLIK YAPACAĞINA DİYALOGDAN YANA TAVIR KOYMALI”
Akdeniz’de veya başka bir coğrafyada herhangi bir ülkenin deniz yetki alanını belirlemek Macron’un haddine değildir. Fransa, tek taraflı ve kışkırtıcı adımlar atan ve AB’yi kendi dar bakışlı çıkarları uğruna rehin alan Yunanistan ve GKRY’nin körü körüne avukatlığını yapacağına, uzlaşmadan ve diyalogdan yana tavır koymalıdır. Bu, Avrupalılığımız ve NATO Müttefikliğimizin de bir gereğidir.