Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazandığı günün yıl dönümü dolayısıyla, Kayseri Kocasinan Cumhuriyet Kadınları Derneği Şube Başkanı Tülin Karakaş, Cumhuriyet Meydanı’nda açıklamalarda bulundu. Karakaş, “Kadınlarımızın bu hakkı elde etmesi, Atatürk önderliğinde gerçekleştirdiğimiz ‘Türk Devrimi’nin’ en önemli aşamalarından birisidir” dedi.
Kadınların belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkının 3 Nisan 1930’da Belediye Kanunu’nun kabul edilmesiyle tanındığını söyleyen Kayseri Kocasinan Cumhuriyet Kadınları Derneği Şube Başkanı Tülin Karakaş, “5 Aralık,Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazandığı günün yıl dönümüdür. Kadınlarımızın bu hakkı elde etmesi, Atatürk önderliğinde gerçekleştirdiğimiz ‘Türk Devrimi’nin’ en önemli aşamalarından birisidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Kemalist devrimi tamamlama gayreti içerisinde, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında ve siyasette daha etkin olabilmesi için önemli adımlar atıldı. Kadınların belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkı 3 Nisan 1930’da Belediye Kanunu’nun kabul edilmesiyle tanındı. Köy Kanunu’nun 20. Maddesinin değiştirilmesine dair 26 Ekim 1933 tarihli ve 2329 sayılı kanunun çıkarılmasıyla; kadınların köy muhtar ve heyetlerine seçilme hakkı tanındı. Sıra kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olmasına gelmişti. 5 Aralık 1934’te konu meclisin gündemine geldi. O gün yapılan oylamada, 317 üyeli Meclis’te, oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla değişiklik önerisi kabul edildi. Anayasanın 10. ve 11. Maddeleri değiştirilerek her kadına 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkı verildi. Atatürk, bu hakkın verilmesinden önce, 1925 yılında Kastamonu’da yaptığı konuşmada Türk Devrimi’nin kadına nasıl baktığını şöyle anlatmıştı: “Bir sosyal toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan oluşmuştur. Kabul edilebilir mi ki, bir kitlenin bir parçasını yükselttirelim. Diğerini görmezlikten gelelim de, kitlenin tamamı yükselebilsin? Olabilir mi ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Şüphe yok, yükselme adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve yükselme ve yenilenme alanında birlikte aşama kaydetmek gereklidir. Böyle olursa inkılâp başarılı olur. ”Gerçekten de, biz kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmemiz ile birlikte Türk toplumu, çağdaş uygarlığa ulaşmada ve yükselip, yenilenmede büyük adımlar atmaya başlamıştır. Ne yazık ki Atatürk’ün ölümü ile birlikte devrimler duraklamış, hatta zaman zaman geri adımlar atılmıştır. Bizler, Cumhuriyet kadınları olarak ‘Kemalist Devrim’ tamamlama azmi, kararlılığı ve gayreti içindeyiz. Çünkü biliyoruz ki, Türk kadının başı dik, özgür ve müreffeh yaşaması Cumhuriyet devriminin tam anlamıyla tamamlanması ile mümkün olacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, siyasi partilerin yönetim kadrolarına, yerel yönetimlere baktığımızda kadınlarımızın yeterli oranda temsil edilmediğini görüyoruz. Siyasi partilerimizi kadınlarımıza daha fazla yer ve imkân vermeleri konusunda uyarıyoruz. Bu kurumlarda kadınların daha fazla söz sahibi olmasını diliyoruz. Annelere ve babalara sesleniyoruz: Kız çocuklarınızın eğitimine de erkek çocuklarınızınki kadar önem verin. Onları Cumhuriyetin ışığı ile aydınlanmış, başı dik, onurlu, özgür bir yurttaş olarak yetişmesi için çalışın. Kadınlarımızın siyasal, sosyal, ekonomik alanda erkeklerle eşit duruma gelmesi ancak bu şekilde mümkün olabilir. Dini inanç, mezhep, etnik köken, başı açık, başı kapalı ayırımı yapmadan, Cumhuriyetin değerlerine inanmış, Atatürk’ün devrimci çizgisini benimsemiş tüm kadınları ‘Cumhuriyet Kadını’ olarak kabul ediyoruz ve tüm ‘Cumhuriyet Kadınlarını’ Kemalist devrimi tamamlamak için siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri içinde mücadele etmeye davet ediyoruz. Kadınlarımıza sesleniyoruz: Cumhuriyet Kadınları Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Ulusal Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimleri ile kazanılmış olan ekonomik ve siyasal bağımsızlığın, özgürlük, demokrasi ve aydınlanmanın korunması, savunulması, ülke ve halk yararına geliştirilmesi için çalışmak üzere 5 Aralık 1997 yılında kurulmuştur. 5 Aralık aynı zamanda derneğimizin 23.kuruluş yıl dönümüdür. Bu anlamlı günde sizlere bir çağrı yapıyorum: Atatürk milliyetçiliği ve devrimciliği çizgisinde, milli kadın hareketinin öncüsü olan derneğimizin kapısı tüm Cumhuriyet kadınlarına açıktır, geliniz bu onurlu mücadeleyi hep beraber yürütelim” dedi.