Çin aşının Faz-3 çalışmaları için gönüllü olan Uzm. Dr. Belkız Berna Külah, aşı olduktan 1 ay sonra antikor testi yaptırdı. Külah, “Bizim hastanemizde antikor düzeyi 1’in üzerindeyse pozitif kabul ediliyor. Ben ölçtürdüğümde 10’un üzerinde çıktı. Dolayısıyla bu da yüksek düzeyde bir bağışıklık geliştirdiğimi gösteriyor” dedi.
Sinovac firması tarafından geliştirilen inaktif Covid-19 aşısının Türkiye’deki Faz-3 çalışmalarında gönüllü olan Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Belkız Berna Külah, gönüllülük sürecini anlattı. Anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanı olan Dr. Külah, gönüllü olduğu çalışma kapsamında vurulduğu Covid-19 aşısının kendisinde antikor oluşturduğunu ve aşılamadan sonraki 2 aylık süreçte Covid’e yakalanmadığını söyledi.
“2. DOZDAN SONRA HALSİZLİK OLDU”
Aşının geldiğini duyar duymaz hemen gönüllülük işlemlerine başladığını belirten Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Belkız Berna Külah, “İlk doz aşı yapıldı, sonrasında yakın takibe başlandı. Bizi merkezden arayıp herhangi bir semptom olup olmadığını sordular ve yan etkileri araştırdılar. Her gün sabah akşam ateşimizi ölçmemiz istendi. Biz bunları kayıt altına aldık. 14 gün sonra da ikinci doz aşı uygulandı. İkinci doz aşıdan sonra benim 2-3 gün süren kırgınlık, bitkinlik, halsizlik şikayetim oldu. Onun dışında 1 ay süresince hiçbir sıkıntı yaşamadım. 1 ayın sonunda, daha doğrusu 28’inci günün sonunda da antikorumu ölçtürdüm. Bunu ben kendim ölçtürdüm, çalışma kapsamında değildi. Antikorumun pozitif çıktığını öğrendim. Dolayısıyla bağışıklık geliştirdiğini anladım. Benden sonra da birçok arkadaşım ve eşim bu çalışmalara dahil oldular” şeklinde konuştu.
Dr. Külah, “Bizim hastanemizde antikor düzeyi 1’in üzerindeyse pozitif kabul ediliyor. Ben ölçtürdüğümde 10’un üzerinde çıktı. Dolayısıyla bu da yüksek düzeyde bir bağışıklık geliştirdiğimi gösteriyor” dedi.
“AŞI OLDUK DİYE TEDBİRLERİ ELDEN BIRAKMADIK”
Aşı olduktan sonra yakınındaki birçok kişinin Covid-19’a yakalanmasına karşın kendisinin yakalanmadığını belirten Dr. Külah, “Burada hastanede geçiren arkadaşlarım oldu. Biz de onlarla yakın temasta birebir çalışıyorduk. Fakat bende böyle bir sıkıntı olmadı, ben geçirmedim. Fakat aşı olduk diye tedbiri de elden bırakmadık. Yine aynı şekilde korunmaya devam ettik ve ediyoruz. Tüm vatandaşlarımıza da aşı olsalar bile yine bu tedbirleri elden bırakmamalarını öneririm” diye konuştu.
“AŞI BİZİM İÇİN BÜYÜK ŞANS”
Aşı konusunda yapılan spekülasyonlara kulak asılmaması gerektiğini vurgulayan Külah, dünyanın olağanüstü bir durumdan geçtiğini belirterek, “Aşı olmak bir gereklilik ve bizim için büyük bir şans. Ülkemize gelmiş olması ve bu çalışmaların yapılıp bizde de başlanması bizim için büyük bir şans. Bu şansı ve fırsatı değerlendirmek gerekir. Dolayısıyla başka şansımız yok. Ben olayım olmayım deme lüksümüz yok. Çünkü olağanüstü şartlarda çalışıyoruz. Fevkalade bir dönemden geçiliyor. Hem Türkiye hem dünyada ve bu dönemde tüm vatandaşlarımızın aşı olarak sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.
“PLASEBO GRUBUNDAKİLERE ÖNCELİKLİ OLARAK AŞILAMA YAPILACAK”
Covid-19 aşısı için gönüllü olduğunda eğer plasebo (boş aşı) grubunda olmaları halinde aşının onay aldıktan sonraki süreçte ilk olarak bu gruba öncelik tanınacak şekilde uygulanacağının söylendiğini kaydeden Külah, “Bu çalışmanın başlangıcında bize gönüllü bir onay formu imzalatıldı ve burada iki ayrı grup olduğu belirtiliyordu. Birisi aşı grubu, biri de kontrol grubu, plasebo grubu dediğimiz grup tıpta. Aşının denk gelmeme durumu da söz konusuydu. Fakat araştırma ekibi bize şöyle bir beyanda bulundu; çalışmanın sonuçlarının iyi olduğu anlaşıldıktan sonra kişi eğer plasebo grubuna düştüyse öncelikli olarak aşılama yapılacak denildi. Ben de dolayısıyla bu şekilde çalışmaya katıldım” ifadelerini kullandı.