Sosyal medyanın hayatımızın bir parçası olduğu günden bu yana birçok yeniliği ya da saçmalığı beraberinde getirdiğine birebir şahit olan bir jenerasyonuz. Her gün dünya çapında milyarlarca insana ulaşan içerikler oluşturuluyor. Yazılı, görsel ve işitsel alanda oluşturulan içerikler insanların beğenisine sunuluyor. Bu içeriklerden son dakika haberleri takip edeni de var, eğlencesine girip vakit geçireni de…
Son günlerde sosyal deneylerin de çok fazla ilgi görmesi bu alanda oluşturulan içerikleri de genişletti. Bunlardan en saçma olanı ise Müslüman Türk Milleti’nin yardım severliğine bir ölçüt arayışı! Parkta, iş yeri önünde rastladığı herhangi birine açlığını hissettirerek ona yemek alıp almayacağı ya da bu duruma nasıl tepki vereceği ölçülüyor. Ölçüp tartılan ve sosyal deneye ‘maruz’ kalan kişiler İslam dini mensubu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı!
İslam dini dayanışma dinidir. Bir hadis bilimcisi, din kardeşinin bir işini yapana, meleklerin dua edeceğini, o işi yapmaya giderken, her adımı için bir günahı af olacağını ve ahirette çeşitli nimetlere kavuşacağını söylüyor. Bir Müslümanın ihtiyacı olana yardım etmesi kişinin gönlüne inanç ve ahlak kuralı olarak yerleşmiştir ve ölçüte mahal vermeyecek kadar tartışmaya kapalı bir konudur. Peygamber Efendimiz, ‘Komşusu açken, tok yatan bizden değildir’ buyurmuştur. Komşu hakkına ve paylaşmaya büyük önem veren Peygamberimiz, birbirinin derdiyle dertlenmeyeni de gerçek mümin saymamıştır.
Türklük şuuruna gelindiğinde ise sosyal devlet anlayışı olan eski Türk Devletleri vardı, ki ahilik kavramı bu sebeple günümüze kadar ulaştı. Halk ve devlet anlayışı olan eski Türk Devletleri’nde esnafa siftah parası, halkın ihtiyaçlarını karşılamakta devlet görevi görülmekteydi. Şimdi bu şuurla Müslüman Türk halkının yardım severliğini ölçmek ne kadar doğru?
Amaç ‘hala iyi insanlar var’ dedirtebilmekse önce iyi olmaya, güzel düşünmeye ve düşenin elinden tutmaya kendinizden başlayın…
Bu sebeple yardımseverliğimizi ölçerek şahsınızın sosyal medyada izlenme, bir diğer deyişle meşhur olma kaygısı dışında tutalım lütfen. Her eline kamera alan insanların vicdanını ölçmesin, yine bir elin verdiğini diğer el görmesin.
İnsanlığa olan inancı bu şekilde kazanmayalım ya da en güzeli size olan inancımızı böyle kaybetmememiz için bir son verin bu saçmalığa…
SERAP KAYHAN