MHP lideri Devlet Bahçeli, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyesi olmak için yaptığı başvuruya, iki ülkenin teröre destek vermesi nedeniyle karşı çıktı. Bahçeli, “Gerekirse NATO’dan ayrılmak bile gündeme alınmalı. NATO ile var olmadık” dedi. MHP liderinin bu sözleri partililer tarafından ayakta alkışlandı.
TBMM’de partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin hedefinde, NATO üyesi olmak için başvuruda bulunan Finlandiya ve İsveç vardı.
“NATO İLE VAR OLMADIK”
Teröre destek vermeleri nedeniyle iki ülkenin üyeliğine Cumhurbaşkanı Erdoğan da karşı çıkarken, Bahçeli bu konuda NATO’ya da resti çekti. “NATO ile var olmadık” diyen Bahçeli, “Gerekirse NATO’dan ayrılmak bile gündeme alınmalı. NATO ile var olmadık” ifadelerini kullandı.
“İKİNCİ KANDİL DAĞI İSVEÇ’TEDİR”
Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD Başkanı Biden bu iki ülkeyle sıcak ilişki halindedir ve tam destek açıklaması yapmıştır. Çünkü ABD ve İsveç arasında savunma, istihbarat ve askeri alanlarla köklü işbirliği süreci uzun bir süredir devrededir. Laf kalabalığı vardır ama sonuç yoktur. Asıl gündem Türkiye’nin endişesini görüşmek değil kalıcı olarak gidermektir. İsveç, PKK’nın önde gelen silah tedarikçileri arasındadır. Dökülen şehit kanlarında İsveç ve Finlandiya’nın parmak izini nasıl yok sayacağız? Hala sokaklarında teröristleri gezdiren bu devletlere nasıl anlayış göstereceğiz? İsveç bölücü terörün Kuzey Avrupa’daki kumanda odasıdır. İkinci Kandil Dağı, İsveç’tedir. Uzaktan bakılınca eline vurup ekmeğinin alınacağı bir ülke olduğumuzu mu zannetmektedirler.
“KİMSE TÜRKİYE’Yİ TEHDİT ETMEYE YELTENMESİN”
Türkiye’ye silah ambargosu uygulayan sabıkalı ülkelerle bir ve beraber olmamız akıl harcı mıdır? İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine engel çıkınca Türkiye’nin risk birimi 14 yılın üzerine çıkmıştır. Türkiye’nin sessiz kalması mı amaçlanmaktadır? Bu edepsizliği, bu tavrı görmezden mi gelelim? Buyurun emiriniz neyse onu yapalım mı diyelim? Türkiye, sömürgeleşmiş bir ülke olamayacaktır. Hiç kimse Türkiye’yi tehdit etmeye yeltenmesin. İsveç hükümeti terörizme mali imkan sağladı, yaralı hainleri tedavi ettirdi, Başbakan’ın bile göreve gelmesinde terör uzantılarının dahli görüldü. Türk milleti bu zillete nasıl tamam diyecek? Türk milletinin terazisi bu melanet ağırlığı nasıl çekecek?”
Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:
“Fiyat etiketlerinin kabarmasına yol açan kim varsa mahşeri vicdanda mahkumdur. Kiralarda yükselişe sessiz kalamayız. Vatandaşlarımızın memnuniyetsizliği bizim de memnuniyetsizliğimizdir. Ancak Türkiye’ye karşı kampanyayı da görmek lazımdır. Vatandaşlarımızın taleplerine kulak vermek mecburiyetindeyiz. Fırsatçıların yakasından tutmalıyız, bedelini ödetmeliyiz. Gıda fiyatlarındaki artışta kontrolü sağlayarak, denetimleri sıklaştırarak cebini düşünenleri rezil etmeliyiz.
“TASARLANMIŞ KAHRAMANLIKLARA KARNIMIZ TOK”
CHP’nin, İP’in, zillet ittifakının diğer ortaklarının felaket konusunda konuşmaları beyhudedir. Türk milleti bunlara aldanmayacaktır. Mazisinde karneyle ekmek verilen CHP’nin ve başındaki zatın konuşmaya yüzü yoktur. Şiddetli baskılara direneceğiz, milletimizin yanında yerimizi alacağız. Tasarlanmış kahramanlıklara karnımız toktur. Milli mücadelenin en zorlu zamanlarında kefen paralarını devletine bağışlayanların mirasçılarıyız. Ekmek yerine süpürge tohumunun yenildiği dönemleri unutmuş değiliz. Milli güvenliğimiz neyse ekonomik güvenliğimiz odur. Tarihten dersimizi aldık.
Sabırla, sebatla, metanetle, dayanışmayla bir ve beraberce zorlukları aşacağız. Kavga ve kutuplaşmadan beslenen ve yezidin izinden yürüyenleri mahcup edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıldönümü olan 2023 istiklal haysiyetimizin, istikbal hedeflerimizin daha ileriye taşınmasını sağlayacak tarihi eşiktir. 100 yıllık hayranlık uyandıran müktesebat, 2023’te perçinlenerek önümüzdeki yılların hamurunu yoğuracaktır.
“SULTAN ABDULHAMİT’İ KİM SEVMİYORSA ONLARA DİKKAT EDECEĞİZ”
1923’e gelene kadar pek çok ıstırap gelişmeler vardır. Her gün bir yerinden yara alan, saldırı ve suikasta maruz kalan Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetiminde sorumsuz, işbirlikçi yöneticileri de vardı. Devşirilmiş ve iradesini teslim etmiş bir kısım, makus çöküşe hizmet etmiştir. Osmanlı’da tahta çıkan hiçbir padişah kendi çıkarını, devletinin ve milletinin üstüne görmemiştir. Sultan Abdulhamid ile tartışmalar yeniden alevlenmiştir. İstibdatla bir ananlar tarih cahili olmakla birlikte, tarihimize yabancıların gözüyle bakan sefillerdir. Abdulhamid’i kimler sevmiyorsa onlara dikkat edeceğiz. Onlar batının etki ajanlarıdır. Abdulhamid Han’ı seveni kadar, sevmeyeni vardır. Sevmeyenler bizim de sevmediklerimizdir. Ermeni çeteleri, sömürgeciler, casuslar, Türk ve İslam düşmanları sevmez.
Gafiller ne istiyorlar tarihimizden. Neyin istibdadından bahsediyorlar? Bilmedikleri, tanımadıkları büyüklerimizi hangi bilgi, belgelerle itham ederler. Sayın Recep Tayyip Erdoğan bugünün Abdulhamid’i olarak görülüyorsa bizce mahsuru yoktur, övgünün tezekkürüdür.”