Bursa’da 17 bin metrekarelik 3 futbol sahası genişliğindeki kitabevi hizmete açıldı. Avrupa’nın en büyük kitabevi olma özelliğine sahip BKM Kitap, 10 milyon kitap stoku ile dördüncü şubesinde kitap tutkunlarını bekliyor.
BKM Kitap, Bursa’da Heykel, Fatih Sultan Mehmet Bulvarı (FSM) ve Özlüce şubelerinden sonra İstanbul yolunda açılan yeni şubesi ile bölgedeki gençlere ve kitapseverlere kitabevi mağazasıyla hizmet verirken, e-ticaret operasyon ekibini yeni merkezine taşıdı. BKM, Metro Market yanındaki İstanbul yolu şubesinde 17 bin metrekare alanda yaklaşık 100 milyon liralık yatırımla lojistik merkezini hizmete açarak mağaza-kafe konseptiyle yine kitapseverlerle buluştu. Kitabevi içerisinde sahaf dükkânı, kitap müzesi, çocuk alanları, toplantı salonları ve mini sinema olacak şekilde çalışmalar devam ederken, idari kadrosunu da yine buraya taşıyan BKM Kitap, İstanbul yolu şubesini genel merkez olarak adlandırdı. Kitabevinin yeni yatırımında endüstri 4.0 ile kurgulanan sistemde kitapların raflarından alınması ve paketlenmesi robotlarla yapılıyor. İnsan gücünü azgarîye indiren ve muhtemel hata payını ortadan kaldıran yeni sisteme robotların dahil edilmesiyle birlikte kitap gönderiminde verim artırıldı.
Günlük kargo paketleme potansiyeli 70 bin adet olan operasyon merkezi Bursa’da ve Türkiye’de öncü olacak tam otomasyon sistemine sahip. BKM Kitap, yalnızca Türkiye değil yurt dışından gelecek taleplere de cevap verecek alt yapıya sahip.
BKM Kitap kurucusu Kutbettin Bingölbali, burasının 17 bin metrekare alan üzerine kurulu olduğunu belirterek, “Aslında arka taraf e-ticaret yaptığımız otomasyon sistemli alanımız. Türkiye’de otomotiv fabrikası var, giyim, gıda fabrikası var, neden kitap fabrikası olmasın dedik. Ruhu ve mideyi doyuran kitabevi sloganını oluşturduk. 2015 yılında en yeni Z kuşağına baktık ki yemeğini bile eve isteyen bir nesil geliyor. Ben de arkadaşlara, ‘Yemeği eve isteyen bir nesil kitabı neden istemesin’ diyerek 2015’te internet satışına girdik. BKM Kitap Derneğini kuracağız. 81 vilayetin okul olan tüm köylerine, bu da yaklaşık 7 bin küsur okul yapıyor, hepsine destek vereceğiz” diye konuştu.
İnsanla kitabın kodlarının birbirine çok uyuştuğunu vurgulayan Bingölbali, “İnsan da, ağaç da topraktan geliyor. Kitabı okuyan da, okumayan da kitabı sever. Kitabevini sever. Kitabevi sadece bir ticarethane değil. Biz bunu neden yapıyoruz? Kitabevleri şehrin bostanı, gülistanıdır. Bize günlük ailevî sırlarını anlatan insanlar var. ‘Eşimle, ailemle, çocuklarımla, kendimle sorunum var’ diyerek bizlere kitap danışan insanlar var. Dolayısıyla biz kitabevlerini manevi bir eczahane olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Eski çalışanıma kitapçı diye kız vermediler”
Pandemi sürecine göre şekillendiklerinin altını çizen Bingölbali, “Çocukların, gençlerin, ailelerin gelip burada ufuklarını açması için bu çalışmalar yapılıyor. Bizler şuna şahit oluyoruz; bir paragrafın, bir önsözün, bir kitabın insan hayatını değiştirdiğine şahit oluyoruz. Benim eski çalışanlarımdan biri çok meraklıydı. O zaman biz eski yerimizdeydik. Bana dedi ki, ‘İşi bırakıyorum, bana kız vermediler’. Çünkü biz yerin altındaydık, değersizdik. Çok içerlemiştim. Arkadaşa dedim, ‘Belki bu mücadelemiz sana yetişmez, ama senden sonraki kardeşlerimizin, çocuklarımızın bir kitabevinde çalışmaları evlilikte tercih sebebi olacak” diye konuştu.