Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ‘Özel Eğitim Mesleki Gelişim Programları’ tanıtım toplantısına katıldı. Programda konuşan Selçuk, “Bakanlığımız bünyesinde özel eğitim okullarımızın sayısını arttırıyoruz” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığının ve Anadolu Üniversitesi’nin ortak yürüttüğü Özel Eğitim Mesleki Gelişim Programları’nın tanıtım toplantısına katılan Milli Eğitim Bakanı Selçuk, tüm öğrencilerin değerli olduğunu fakat bazı gruptaki öğrencilere daha özel, kapsayıcı ve nitelikli eğitimin hayata geçirilmesi noktasındaki çalışmaların ayrı bir değeri olduğunu ifade etti. Özel Eğitim Mesleki Gelişim Programı’nda her çocuğun eksik kalmaması için çalışmaların sürdüğünü belirten Bakan Selçuk, “Elbette tüm öğrencilerimiz özel ve değerli. Ancak bu manada hangi alanlarda olduğunu ifade edeceğimiz bazı gruplardaki çocuklarımızın durumu çok daha özel, kapsayıcı ve nitelikli eğitimin hayata geçirilmesi noktasında onlara yönelik olan çalışmalarımızın ayrı bir değeri var diye düşünüyorum. Hiçbir eğitim imkanından herhangi bir çocuğumuzun eksik kalmaması için ne gerekiyorsa yapmak yolunda da çalışıyoruz. Bu bağlamda bakanlığımız bünyesinde özel eğitim okullarımızın sayısını arttırıyoruz, buradaki öğretmenlerimize destek veriyoruz, alt yapı imkanlarını geliştiriyoruz. Müfredatlarımızı da kaynaştırma bütünleştirme eğitimine dair olan içerikleri zenginleştirerek, ortaya konulan eğitimin niteliğinin artmasına da hizmet ediyoruz. Materyallerin araç gereçlerin tedariki konusunda son derece yoğun bir çalışmanın içerisindeyiz. Özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarımızın eğitiminde görev alan öğretmenlerimize şunu sorduk; sizin daha fazla neye ihtiyacınız var, hangi imkanlarınız olursa çalışma ortamınız daha iyileşir ve bu çocuklarımıza yüksek seviyede katkılar sağlarsınız diye sorduk. Gördük ki mesleki gelişim eğitimleri çok kritik bir noktada, yani öğretmenlerimiz yeni gelişmelerden haberdar olmak istiyorlar. Yeni kaynaklarla tanışmak istiyorlar. Bu anlamada da kendi eğitimleri ve müfredatların geliştirilmesi konusunda destek bekliyorlar” diye konuştu.
Bu eğitim programının hayata geçmesiyle beraber öğretmenlerin sadece belirli sürede değil, uzun soluklu ve sürdürülebilir bir eğitim paketiyle karşı karşıya kalacaklarının altını çizen Selçuk, sözlerine şöyle devam etti:
“Daha önce yaptığımız otizm spektrum bozukluğuna ilişkin çalışmaların kapsamını çok daha genişletip özel eğitim alanı mesleki gelişim programıyla birlikte burada bir örneğini de gördüğümüz seti hazırlamış olduk ve bu sette beraber de bütün öğretmenlerimizin kendilerine yönelik olan içerikleri ok daha verimli bir şekilde verebilmelerini fırsat sağlamış olduk. Uygulamaya dayalı ve etkinlik temelli bir mesleki gelişim programından söz ediyoruz bu mesleki gelişim programının hayat geçmesiyle beraber öğretmenlerimiz sadece belirli sürelerde değil uzun soluklu sürdürülebilir bir eğitim paketiyle de karşı karşıya kalacaklar. Bunun devamı gelecek. Alınan eğitimlerin de derinleşmesi, genişlemesi söz konusu olacaktır.”
“Öğretmenlik de bir anlamda kendini geliştirme süreciyle alakalı bir meslektir”
Öğretmenlerin kendini geliştirme sürecinde ortay çıkan değişimlerin, farklılıkların ve yeniliklerin sürekli olarak hayatın içinde olması gerektiğini ifade eden Selçuk, “Bugün bizi içinde bulunduğumuz bu projenin hayata geçmesiyle beraber velilerimizin hayatında, öğrencilerimizin hayatında, öğretmenlerimizin hayatında büyük değişimler olacağına da inanıyoruz. Çünkü öğretmenlikte bir anlamda kendini geliştirme süreciyle alakalı bir meslektir. Bu geliştirme sürecinde de ortaya çıkan değişimlerin, farklıkların, yeniliklerin sürekli olarak hayatımızın içinde olması gerekiyor. Bu konularda ele alınan çalışmalara baktığımızda gördüğümüz şey kaynaştırma bütünleştirme konusunda, öğrenme güçlüğü konusunda, dikkat eksikliği, hiperaktivite konusunda, bedensel yetersizlik, sağlık sorunu, görme yetersizliği, dil ve konuşma güçlüğü, hafif düzeyde zihinsel engelli, zeka düzeyi, işitme yetersizliği ve uyum güçlüğü gibi birçok alt başlıkta içeriklerden söz ediyoruz ve her bir alt başlığın farklı uzmanlıkları var. Ve bu uzmanlıkların elbette uzmanlar tarafından ortaya konulan literatüre dayanarak yetkinleştirilmesine ihtiyaç var. Tam da bu anlamda Anadolu Üniversitesi’nin birikimine gerçekten gereksinim duyuyoruz. Bu birikimden de son derece işlevsel biçimde faydalanabiliyoruz. Ben bu anlamda üniversitemize katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.