Türk Sağlık Sen Kayseri Şube Başkanı Kamil Ünal, 2021 yılını değerlendirdi. Başkan Ünal, 2021 yılında da canla başla çalışan sağlık çalışanlarının 2022’de beklentilerinin karşılanması gerektiğini söyledi.
Salgın sürecinde fedakarca çalışan sağlık çalışanlarının 2021 yılında beklentilerinin karşılanmadığını ifade eden Türk Sağlık Sen Kayseri Şube Başkanı Kamil Ünal, 2021 yılını değerlendirerek 2022 yılı için temennilerde bulundu. 2022 yılında kayda değer olumlu gelişmeler beklediklerini söyleyen Başkan Ünal, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Kahraman ve fedakâr sağlık çalışanları 2020 gibi 2021 yılını da salgına karşı verdikleri mücadele ile geçirdi. Bu mücadele sırasında şehit oldular, virüse yakalandılar. Sağlık şehitlerimize Allah’tan rahmet, virüse yakalanan tüm sağlık çalışanlarına acil şifalar diliyoruz. 2021’de sağlık çalışanlarının yaptıkları fedakârlık herkesin gündemi oldu. Fakat mesele sağlık çalışanlarının sorunlarını çözmeye, taleplerini yerine getirmeye gelince herkes aynı hassasiyeti göstermedi; ortak bir tavır sergilenmedi. Hatırlanacağı gibi Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Sağlık Bakanı Sayın Dr. Fahrettin Koca’nın önerisini kabul ederek, 2021 yılını tüm dünyada “Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı” ilan etmişti.
Biz de Türk Sağlık-Sen olarak sağlık çalışanları yılı ilan edilmesinin alkışlarla değil, çalışanların haklarında yapılacak iyileştirmeler ile bir anlam bulacağını kaydetmiştik. Fakat ne yazık ki sağlıkçılar yılı sağlık çalışanları için hayırla yad edilecek, olumlu gelişmeleri kapsayacak bir yıl olarak anılmaktan çok uzak kaldı. Sağlık çalışanlarının temel talepleri olan ücretlerde artış, döner sermaye sisteminin sağlık çalışanları lehine düzenlenmesi, 3600 Ek göstergenin hayata geçmesi, sözleşmelilere kadro verilmesi, şiddetin önlenmesi, kreş gibi acil taleplerin karşılanması noktasında çalışanlar adına kayda değer olumlu bir gelişme olmadı. Aile Hekimlerimizin sorunları çözülmedi. Üniversite hastanelerinde kronikleşen sorunlara çare üretilmedi. Devletin şifa eli Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı çalışanları görmezden gelinmeye devam edildi.
Sağlık çalışanları yılında Sağlık Bakanlığı çalışanlar için gereğini yapmadı. Yetkili ama etkisiz sendika imzaladığı toplu sözleşme ile hiçbir şey kazandırmadığı gibi imzalanan toplu sözleşmenin 3 ayda erdiğini gördük. Ek zam ile refah payının zaruret olduğu ve hayata geçmesi gerektiği noktasındaki tavrımızın ne kadar haklı ve yerinde olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Kısacası 2021 yılı alım gücümüzün düştüğü ve maaşların eridiği, enflasyona yenik düştüğümüz bir yıl oldu. 2021 yılının yol açtığı tahribatı gidermek için 2022 yılından beklentimiz ücretlerde makul bir artış yapılması, kapsayıcı, nitelikli, makul, sürdürülebilir ve mağduriyetleri sonlandıracak bir ücret politikasının hayata geçmesi gerekmektedir.
2021’in son ayında doktorlarımızın ücretlerinde ek ödemeden mahsuplaşma ile bir artış öngören ancak aile hekimleri, üniversitelerde, Adli Tıp’ta ve başka kamu kurumlarında görev yapan doktorları bile kapsam dışı bırakan bir düzenleme TBMM’ye gelmişti. Biz de ücretlerin artışı ile ilgili yapılacak düzenlemenin doğru olduğunu fakat sağlık çalışanlarının tamamını kapsamadığı için eksik yanlarının bulunduğunu belirtmiştik. Doktorlarımız için ücret artışının zaruret olduğunu, bu zaruretin aynı zamanda tüm sağlık çalışanları için de geçerli olduğunu ifade ettik. Yeni yılda beklentimiz TBMM’de öncelikli olarak bu meselenin ele alınması, doktorlarımızın, sağlık çalışanlarımızın ücretlerinde ek ödemeden mahsuplaşma olmadan net bir artışın gerçekleşmesi, özlük haklarının iyileştirilmesidir.
Bu konuda biz de ısrarlı takibimizi sürdürecek, bunda önce olduğu gibi tüm platformlarda, çalışanların yüzünü güldürecek bir düzenlemenin yapılması için mücadele edeceğiz. Döner sermaye sistemi, çalışanları merkeze alacak şekilde yeniden düzenlenmeli ve emekliliğe yansıtılmalıdır. Nöbet ücretleri ve diğer ödemeler günümüz şartlarına ve verilen hizmetin niteliğine uygun bir hale getirilmelidir. 3600 ek gösterge tüm çalışanları kapsayacak bir şekilde hayata geçmelidir. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanları şehit statüsüne alınmalı, geride kalan aileleri mağdur olmamalıdır. Kadrolu istihdam dışındaki tüm ucube modeller terk edilmeli, tüm çalışanlar kadrolu olmalıdır. Sağlık kurum ve kuruluşlarında ehliyet ve liyakat hâkim kılınmalı; sadece devlete ve millete sadakat esas alınmalıdır. Her hastaneye bir kreş mutlaka yapılmalıdır. Sağlıkta şiddetin önüne geçilmesi için ağır yaptırımlar gelmelidir. İstisnasız tutuklu yargılama, tüm sağlık kurum ve kuruluşlarının sıfır toleranslı alan ilan edilmesi ve şiddet uygulayanlara kamu sağlık hizmetin acil haller dışında belirli bir süre ücretli olması gibi düzenlemeler hayata geçmelidir.
Zaruret olan bu talepler için Türk Sağlık-Sen olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Türk Sağlık-Sen’e gönül verenler için her bir sağlık çalışanı başımız tacıdır. Derdi derdimiz; meselesi meselemizdir. Sorunların çözümü, çalışanların taleplerinin hayat bulması için tüm platformlarda girişimlerde bulunmaya devam edeceğiz. Yeni yılın milletimize, ülkemize ve dünyaya başta sağlık, barış ve huzur getirmesini temenni eder, Çalışanlarımızın sorunlarının çözüldüğü, taleplerin karşılandığı ve daha iyi bir çalışma hayatının olduğu güzel bir yıl dileriz.”