Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri İl Başkanı Ümit Özer, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya ve Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri Milletvekili Çetin Arık basın toplantısı düzenledi. Yeni Eğitim ve Öğretim yılını kutlayan Cumhuriyet Halk Partisi daha sonra ise 30 Ağustos hutbesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yer vermeyen diyanet işlerini sert bir dille kınadı.
Özer: “Değerli basın mensupları, bugün Kayseri’mizde İncesu ilçemizde gerçekleştirilecek olan üzüm festivali için 2 tane değerli milletvekilimiz, genel başkan yardımcımız buradalar. Etkinliğe katılacağız ama hepinizin bildiği gibi 9 eylül’de okullarımızın açılış günüydü. 9 Eylülün anlamı bizler için çok farklı. Hepinizin bildiği gibi hem izmirimizin kurtuluşu hem de CHP’nin, ülkemizi kuran partinin doğum günüydü. Cumhuriyete, cumhuriyetin değerlerine önem veren tüm eğitimcilerimizin ve öğrencilerimizin eğitim öğretim yılı hayırlı olmasını diliyorum. Gerek Kayseri’de, gerekse ülkemizde kadınlarımızın, çocuklarımızın çığlıkları çok fazla, gün ve gün artmakta. “Hala kulağımızda anne ölme ölmek istemiyorum” çığlıkları, hala kulağımızda bugün burada aramızda bir baba var. Dün gerçekten burnumun direğini sızlatan bir baba var. Türkiye şartlarında böyle babalar eli öpülesi, ayağı öpülesi babalar 16 yaşında 3 kez evlenme vaadiyle kaçırılmış olan kızına sahip çıkmaya çalışıyor. Biz gereken desteği sağlayacağız ama burada acı olan günümüz şartlarında yetişmiş bir eğitimcinin 16 yaşında rıza ver demesi, devlet görevlilerinin 16 yaşında rıza ver demesi… Devletimizin görevi bütün vatandaşlarına bakmaktır. Sosyal devletin en önemli görevi budur. Çocuklarımıza, kadınlarımıza, kızlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri Milletvekili Çetin Arık ise eğitimdeki sıkıntılara değindi. Arık: “Sayın İl Başkanım, Sayın Genel Başkan Yardımcım, hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Bugün İncesu’da düzenlenecek üzüm festivali için sayın genel başkan yardımcım ile buradayız. Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Türkiye’de artık rejim değiştikten sonra, tek adam sistemine dönüldükten sonra türkiye gerçekten bugün uçurumun eşiğinde. Her alanda öyle. Sağlıkta, eğitimde, terörde, dış politikada nereden bakarsanız bakın uçurumun eşiğine gelmiş noktadayız. Ekonomik olarak çökme noktasında esnafı, çiftisi, memuru her kesim çökmüş durumda. Kurtuluş demokrasi, kurtuluş hakkın, adaletin 82 milyona eşit dağıtılması, kuruluşun reçetesi bu damat kayınpeder ilişkisinin son bulması ve liyakatın esas alınması kurutuluşun reçetesi bu. Eğitim öğretim yılı hem Türkiye’mize hem Kayseri’mize hayırlı uğurlu olsun. Adı üzerinde milli eğitim politikası yani milli eğitimse, eğitimin milli olması lazım. Esen rüzgara göre eğitim politikalarının değişmemesi lazım. Pozitif bilimden yana olması lazım. Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirilmesi lazım. Düşüncelerine açıkça ifade edebilen özgür bireyler yetiştirilmesi lazım. Bu iktidarla bunun mümkün olmayacağı gözüküyor. Bilimsel olarak pizza sınavlarında Türkiye son sıralarda. Türkiye 98 ülke arasında 94. Sırada. Türkiye’de eğitim ve fırsat eşitliğine baktığınız da sondan üçüncü sırada ve iktidar partisinin hep söylediği şey şu; biz Türkiye’de en çok eğitime yatırım yapıyoruz ama verilere baktığınızda son sıradayız demekki bu sistemin değişmesi lazım bugün çare CHP. Türkiye’nin solda atan kalbidir chp barışı, özgürlüğü CHP getirecektir. CHP’nin iktidarı gelecektir” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya: “Sevgili arkadaşlar, değerli basın emekçileri, orta anadolunun göz bebeği olan kentte olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum ama gün geçmiyor ki acılarla feryatlarla yaşamayalım. Dünden bu yana dün aldığımız haber de 11 kişinin içerisinde 4 sivil yurttaşımız hayatını kaybetmişti, bugün ise 7 ye çıktı. Terör can almaya devam ediyor. Terörle hesaplaşmadığımız müddetçe, terörün belini kırmadığımız müddetçe, bu ülkeye demokrasinin gelmesi mümkün değil. Köylü vatandaşlar kışlık odununu toplamaya giderken hain tuzaklara, eğer tabi kalıyor ve can veriyorlarsa, bu hain tuzağı kuranları bir kez daha Kayseri’den, Orta Anadolu’dan bir kez daha şiddetle nefretle kınıyoruz. Teröre kim kaynaklık ediyorsa, terörü kim besleyip büyütüyorsa, terörle kim kol kola ilişki kuruyorsa, terörle ilişki kuranları kim tv kanallarına çıkarıyorsa, bu vatandaşlarımızın acısını ortak olma şansları yok. Biz CHP olarak artık şehit cenazelerine gitmek istemiyoruz. Bu ülke topraklarına şehit ancak ülke işgal edildiğinde, bizim bedenimiz şehadet toprağına düştüğünde, şehadet şerbeti içtiğimizde şehit olmak istiyoruz. kendi ülkemizde terörle şehit olmak artık istemiyoruz. Burdan akp iktidarına ve genel başkanına çağrı yapıyoruz yeter artık bu soruna çözüm bulun lafla peynir gemisi yürümez icraatla bunlar olur. Siz koltuk uğruna eğer terörist başını tv kanallarına çıkartırsanız, daha sonra buna engel olma şansınız olmaz. Yapmanız gereken iş teröre karşı birlikte olmaktır. 9 eylül kurtuluşun ve kuruluşun yıldönümüdür. Bu yıl öyle bir şey denk geldi ki, biri 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın yıldönümü cuma günüydü. 30 Ağustos’ta, cuma gününde cuma namazına giden yurttaşların tamamının yüreği Atatürk sevdasıyla yanıp tutuşarak namaza koştular. Çünkü onlar bu ülkenin Diyanet İşleri’ni kuran kişinin Mustafa Kemal Atatürk olduğunu biliyorlardı. Ve o gün namaza gidenler Mustafa Kemal’e dua etmek için oradaydı. Fakat hutbede Mustafa Kemal’in adı anılmadı. O hutbelerde ‘Keşke Yunan galip gelseydi’ diyebilen bir meczubun bile adı anılırken, bu ülkeyi ve diyaneti kuran Mustafa Kemal’in adı neden anılmadı? Atatürk’ü anmayan bir diyaneti tanımıyoruz. İnsanlar camilerde siyaseti istemiyor. Camilerde Mustafa Kemal’i anmayarak Anadolu’daki inanan insanlara zarar veriyor. 9 Eylül kurtuluşun ve kuruluşun yıldönümüydü. Aynı zamanda okulların açıldığı gün. Okullar açıldı ama okula gitme çağındaki çocukların %10’u okula gitmiyor. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk, benim bir açıklamama karşı olarak demişti ki: ‘Okula gitme çağındaki herkes okula gidiyor’ Sayın Selçuk, e okul sisteminde çocuk gözüküyor. Ben size okula kayıt olmayan demiyorum okula gitmeyen diyorum. O kız çocuklarımızın, kadınlarımızın eğitimsiz kalan çağ dışı zihniyet, erkek zihniyeti tarafından katledildiği sürecin okulsuzlaşma ve eğitimden uzaklaşmanın nedenleri olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Şu an da 57 bin derslik yapılması gerekiyor. 17 bin derslik yapılmış. 40 bin derslik ihtiyacı var. Hemen bugün derhal 200bin öğretmen ataması yapılması gerekiyor. Kapıda bekleyen 700bin atanmayan öğretmen var, öğretmensiz köyler öğretmensiz öğrenciler var. 17 bin köyde okul kapatılmış. Bu ne demek : Bu Cuma günü İstiklal Marşının okunmaması, bayrağın göndere çekilmemesi demek. Pazartesi sabahı da İstiklal Marşının söylenmeyip bayrağın gönderden indirilmemesi demektir. Yani köylerde bayrağı göndere çeken öğretmendir, köylerde istiklal marşını okuyan öğretmendir. Ama ne yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisi hem bayraığın göklerde dalgalanması hem de istiklal marşının okunmasının önünde en büyük engeli teşkil etmektedir. İkili eğitim ve öğretim 4/1 i türkiye genelinde ikili eğitim ve öğretime devam ediyor. İstanbul’da utanmasalar 3’lü eğitim sistemine geçecekler. AKP genel başkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan “benim dönemimde benim yaşımda 75 kişilik sınıflar vardı” bir kaç defa çağrı yaptım, bir de Kayseri’den çağrı yapmak istiyorum : Ben Hakkariyi örnek göstermiyorum, ben Diyarbakırı örnek göstermiyorum, Şanlıurfa’yı örnek göstermiyorum. Gel İstanbul’a baraber gidelim. İstanbul’da Esenyurt’ta sabah 60 kişi öğleden sonra 60 kişi aynı sınıfta ders gören öğrencileri göstereyim be sana. Bir sınıfta 120 kişi ders görüyor. Eğitim öğretimden anlamayanlar ya da eğitim öğretim konusunda danışmanlık yapanlar yanlış bilgilendirme yapıyor. Sınıf bazlı değerlendirilir. Bir sınıfta 24 kişi okur. Sosyete damadın çocuğu 12 kişilik sınıfta okuyor o doğru. Kişi kendinden bilir hayatı. Kendi nasıl yaşıyorsa etrafını da öyle sanır. Ama bilmez ki bizim dinimizde Komşusu açken kendi tok yatan bizden değildir. Senin çocuğun, senin torunun 12 kişilik sınıfa gidiyor, torununu imamhatibe göndermiyorsun ama halkın anadolu insanlarının çocukları 70 kişilik 60 kişilik sınıflarda okumaya devam ediyor, ikili eğitim ve öğretim yapılıyor. Eğer Türkiye’de eğitim sorunu çözülmezse, Türkiye’de demokrasi sorunu çözülmez. Eğitim sorunu çözülmezse çocuğa taciz ve tecavüz sorunu çözülmez. Eğitim sorunu çözülmezse kadına şiddet tırmanarak devam eder. Kadını 2. Sınıf görme zihniyetini Mustafa Kemal Atatürk’le biz tarihin çöplüğüne gömdük. Dün İsviçre’deydim. İsviçre parlementosunda bize demokrasi anlatıyorlar. Onlara dedim ki susun , sizde kadınlara seçme ve seçilme hakkı kaç yıl oldu? Dedim 50 yıl oldu dediler. Bize kaç yıl oldu 70 küsür yıl oldu. Mustafa Kemal Atatürk hem bağımsız Türkiye’yi hem de kadına seçme ve seçilme hakkını avrupa ülkelerinden daha önce verdi. 1925 yılını hatırlıyor musunuz Kayserililer? Unuttunuz tabi. Uçak fabrikası Kayseri’ye 1925 yılında kuruldu. Üretime 1937 yılında geçti. Dünya devletlerine uçak sattı. Ama AKP genel başkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan 2 hafta önce putinle dondurma yerken uçak uçuyor mu diyor. Uçağın uçup uçmadığını Kayseri’ye soracaksın. Mustafa Kemal Atatürk’ün Anadolu’da uçak fabrikası temeli attığı yere soracaksın. Senin kapattığın şeker fabrikalarını Cumhuriyetin değerleri kurdu. Mustafa Kemal Atatürk kurdu. Sümerbank’ı Mustafa Kemal Atatürk kurdu. Et ve Balık Kurumunu Mustafa Kemal Atatürk kurdu. İlk okumanın %3’ten %70’lere çıkmasını başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk gerçekleştirdi. Bununla hesaplaşmak istediğinizi biliyoruz. Bununla hesaplaşmak isteyenler şunu bilsin: Biz 7 düvelle bir mücadele yürüttük. Silahımız yoktu, askerimiz yoktu, paramız yoktu ama yüreğimizde vatan sevgisi vardı. Bizim dul ve yetim, ayağı çıplak, başı açık, fistanı yırtık anadolu kadınlarıyla birlikte , kara Fatmalarla birlikte Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde emperyalizme karşı bir savaş kazandık. Bu savaştan sonra Cumhuriyeti kurduk. Cumhuriyet kurulduktan sonra laik demokratik bilimsel eğitim anlayışı hayata geçti. Kökleri çok derinlerde olan bu cumhuriyetle hesaplaşmak isteyenler, kendi salatanatını devam ettirmek isteyenler, bu tarihi unutmasınlar. Biz geçmiş tarihimizi osmanlı tarihini de dahil olmak üzere reddetmiyoruz. Savunuyoruz. Geçmişini inkar edenlere bizde haramzade derler. Geçmişini tekrar edene de ezberci papağan derler. Biz ne geçmişimizi inkar ederiz ne de geçmişimizi takrar ederiz. Cumhuriyet devrimlerini geleceğe taşımak boynumuzun borcu. Cumhuriyetin yaşamasının tek bir yolu vardır demokrasi. Tek adam rejimleriyle Cumhuriyet yaşamaz, Cumhuriyetle hesaplaşmaya gidilir. Hiç kimse cumhuriyetle hesaplaşmaya gitmesin. Tek adam rejiminden bir an önce vazgeçin. Gerilimden beslenerek siyaset yapma dönemi bitmiştir. Artık bu toplum şiddetten gerilimden uzaktır. Eğer gerilimi devam ettireceksen Kayseri’de ki esnafı biz biliyoruz. Kayseri esnafı İstanbulda’da esnafların piridir. Noldu kayseri esnafına? Kayseri esnafı can çekişiyor. Kayseride bir organize sanayi yetmedi. Eski sanayi yetmedi. Yeni OSB’ler kuruldu. Hani ne oldu o fabriklar, nerde bu fabriklar , niye işsizler ? çünkü ekonomi çöktü. Siz esnafı çöktürdünüz. Sanayiciyi öldürdünüz. Üretim kanalını tıkadınız. Bize 5 yıldır savaşın göbeğinde olan suriyeden patates getiriyorsunuz. Biz utanıyoruz siz utanmıyorsunuz. Biz yeniden cumhuriyetin ilk yıllarındaki Kayseri’ye dönmek istiyoruz. Bunun yolu mevcut bu anlayıştan kurtulmaktır. Yolu CHP’nin halkın tüm kesimleriyle iletişime geçmesidir. İşçisiyle, köylüsüyle, sanayicisiyle. Kim bir köşeye sıkıştıysa il başkanımız partimizi siyasi görüşünü gözetmeksizin yanında olacak. Kayseri’de bir çocuk gece aç yatıyorsa bunun derdi CHP’nin omuzlarındadır. Gün gelecek, devran dönecek Kayseri yeniden anadolunun yıldızı olacak. Ben buna tüm yüreğimle inanıyorum. İncesu’ da üzüm festivaline katılacağız. İyi Parti genel başkanı Meral Akşener ve yöneticilerde gelecek. Birlikten güç doğuyor. Birlikten kuvvet doğuyor. Hani benim üzüm bağlarım kurudu diye bir türkü var ya ; bu üzüm bağlarını kurutan iktidarın kendisidir. Yeniden üzüm bağlarının yeşereceği, Kayseri’nin Erciyes’ine baktığı zaman insanların yüreğinin buz gibi soğuyacağı süreci istiyoruz. Bu da ancak ve ancak teröre hep birlikte karşı dururursak olur. Demokrasiye hep birlikte sahip çıkarsak olur. Barışı hep birlikte güçlü bir şekilde savunursak olur” diyerek sözlerini noktaladı.