Antalya Elmalı’da 7 yaşındaki kız çocuğu ile 10 yaşındaki ağabeyinin istismara uğradığına ilişkin yürütülen davada tutuklu anne Merve Akman ile üvey baba Rahmi Akman’ın serbest bırakılmasının yankıları sürüyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, iki kardeşin devlet korumasına alındığını duyururken, davayı değerlendiren hukukçular, olmayan ses kayıtlarının ve mektubun çocuklara aitmiş gibi yayınlanmasının ikinci kez mağduriyet yarattığını söyledi.
Antalya’da kız çocuğu G.E.G. (7) ile ağabeyi İ.E.G’nin (10), cinsel istismara uğramasına ilişkin yürütülen davada tutuklu anne Merve Akman ile üvey baba Rahmi Akman’ın 6 ay önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bu karar tüm kesimlerin tepkisini çekerken, ortaya atılan bazı ses kayıtları ve mektupların çocuklara ait olmadığı öğrenildi.
İki kardeş devlet korumasına alınırken, sosyal medyada çocukların istismarı çizdiği resimler ve kimlik bilgilerinin paylaşılması ile ilgili hukukçular, “Dosyada olmayan ses kayıtları ve olmayan mektup çocukları ikinci kez mağdur etti.” dedi. 6 ayın ardından Türkiye’nin gündemine oturan tahliyeleri değerlendiren hukukçular şu değerlendirmelerde bulundu.
“İKİNCİ BİR MAĞDURİYET OLUŞTU”
Milliyet’e konuşan Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Serap Ertuğrul, “Olayı duyduğumuz ilk andan itibaren savcılık aşamasında dosyayı takip etmeye başladık. Dava açıldıktan sonra da Antalya Barosu olarak dosyaya müdahil olduk. Dosyada çocuklara ait olmayan mektup ve ses kayıtları ortaya çıktı. Görüntülerin yayınlanması çocukların ikinci bir mağduriyet yaşamalarına da sebep oldu.” dedi.
“ÇOCUK HAKLARI POPÜLİZME KURBAN EDİLEMEYECEK KADAR DEĞERLİ”
Antalya Baro Başkanı Polat Balkan ise “Bu dosyayla 2 yıldır uğraşıyoruz. Gerçeklerin ortaya çıkması için ilmek ilmek ördük. Kimse zarar görmesin diye 2 yıldır basın ve kamuoyundan özenle kaçırdığımız dosyalardan biriydi. Çocuk hakları mücadelesi yaptığını söyleyen bazı dernekler, işi kendi çıkarları için popülizme kurban ediyor. Bir istismar olabilir. O bile net değil dosyada. Çocuk hakları mücadelesi popülizme kurban edilmeyecek kadar değerlidir.” ifadelerini kullandı.
“BELGELERİ YAYINLAYANLARA BUNUN HESABI SORULMALI”
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de şunları söyledi: “Bu dosya iki tarafın avukatları ve baronun elindeydi. Bu bilgilerin yayımlanmasının suç olduğunu biliyorduk ve buna rağmen yayımlandı. Bu belgeleri kim yayınladıysa Adalet Bakanlığı bunun hesabını sormalı ve gündeme getirilme şekline dair önlemler almalı. Biz davanın ne avukatı ne de savcısıyız. Sadece mağdurun bize yardım talebiyle geldiği süreçlerde, onlara yardım sürecini takip eden kuruluşlarız. Ancak sosyal medyada yaşanan olay konusunda şunu diyoruz; paylaşılmaması gerekiyordu.”
NE OLMUŞTU?
Kamuoyunda ‘Elmalı davası’ olarak bilinen olay geçtiğimiz günlerde tekrar gündeme gelmiş ve toplumun tüm katmanları yüksek sesle bu karara itiraz etmişti. Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, Balıkesir’de Edremit Cumhuriyet Başsavcılığına 5 Mayıs 2020’de başvuran çocukların babaannelerinin Antalya’nın Finike ilçesindeki torunlarının anne, üvey baba ve dayıları tarafından 2019’da cinsel istismara uğradıkları iddiasıyla ihbar ve şikayette bulunması üzerine soruşturma başlatıldığı, mağdurların, Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan beyanları ile yürütülen soruşturma neticesinde elde edilen bulgular ve çocuklara karşı nitelikli cinsel istismar eylemlerinin gerçekleştirildiği yönünde yeterli şüphe oluştuğu kanaatiyle 24 Temmuz 2020’de düzenlenen iddianame ile sanıkların cezalandırılması istemiyle Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açıldığı kaydedilmişti.
Sanıkların 16 Ekim 2020’de tutuklanmasına karar verildiği vurgulanan açıklamada, yargılama sürecinde ise delillerin toplanmış olması ve alınan beyanlardaki çelişkiler dikkate alınarak sanıkların 5 Ocak 2021’de tutuksuz yargılanmalarına karar verildiği, Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tutuksuz yargılamaya yapılan itirazın ise Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesince reddedildiği bildirilmişti. Yargılama sürecinin devam ettiği vurgulanan açıklamada, duruşmanın 17 Eylül 2021 görüleceği kaydedilmişti.