22 Kasım 2024 Cuma

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE DOĞMADIK Kİ KALKMASI İLE ÖLELİM!

İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılma haberleri ile güne başladık ve yankıları birkaç gün devam edecek gibi görünüyor… Sözleşmenin asıl amacı kadın ve kız çocuklarına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddetin önüne geçmekti. Güzel amaçlarla yola çıkılmış fakat güzel sonuçlar doğurmamış bir olaydı.

Öyle ki; bu ülkede kadınları İstanbul Sözleşmesi değil, devlet korumalı! Yapılan sözleşmeler, çıkarılan kanunlar ya da aplikasyonlar(uygulama) biz kadınları kurtarmıyor. Her geçen gün artan şiddet ve kadın cinayetlerinin önüne geçmek mümkün olmuyor. Öncelikle şiddete meyilli bu erkek güruhundan biz kadınlar olarak uzak kalmalıyız. Eğer bir şekilde uzak kalamıyorsak da devlet olarak bu erkeklere sert yaptırımlara maruz bırakarak kadınlardan uzak tutması gerekir. Biz bu ülkede toplumsal ahlak kuralları çerçevesinde yaşamak, gelecek nesilleri de en güzel şekilde yetiştirerek yaşatmak için varsak bu bilinci erkeklere aşılayacak öğretiler olmalı.

Her zaman söylenir; “Eğitim ailede başlar.” Çocuklarımızı şiddet ortamında büyütmeden kadın-erkek saygı kurallarını aşılayarak yetiştirerek bu toplumu bir üst seviyeye taşıyabiliriz. Bu sözleşmenin 14 Mart 2012’den bugüne kadar gelmesi kadın cinayetlerinin önüne geçmedi. Bugün itibarıyla da feshi hiçbir kadının hayatında değişiklik yaratmayacaktır diye düşünüyorum.

Değişiklik kafada başlar, bu sebeple sözleşmelere, uygulamalara bakmadan kısaca işimizi şansa bırakmadan tedbirler alınmalı. Eğer bu ülkede şiddet mağduru kadınlar yaşadıklarını hukuki sürece bırakmaya çekiniyorsa, ‘2 yıl yatıp çıkacak sonra öfkesi ya dinmezse?’ şeklinde düşüncelere kapılıp kabuklarına çekiliyorlarsa adalette bir sorun var demektir.

Çocuklarımızı merhametli yetiştirelim, vicdanlı bir birey olarak hayatımızı idame ettirelim. Kadınlara Allah’ın emaneti olarak bakalım, bu konuda gözü kör olan varsa zaten İstanbul sözleşmesi de işe yaramaz (yaramadı da). Sözleşme destekçileri ya da karşıtlarından sadece tek bir ricam var Türk tarihinde kadının önemi ve İslam tarihinde kadının yerini içselleştirerek okumasıdır.

Kadınlar sözleşme ile yaşamaz, kadınlar tek başına bir birey olarak yaşadı, yaşıyor ve yaşamaya devam edecek!

Tam anlamıyla dileğim; erkeklerin kadınlarını, KADES uygulamaları, İstanbul Sözleşmeleri gibi protokollere gerek bırakmayacak şekilde sevmeleri ve saygı duymalarıdır.

Güzel ülkemin güzel kadınları, sevgiyle yaşayın!

SERAP KAYHAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.