MHP Kayseri İl Başkanı Serkan tok, 12 Eylül 1980 darbesi ile ilgili açıklama yaptı.
Tok, ”12 Eylül Darbesi veya 1980 İhtilali, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Eylül 1980 günü emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askeri müdahale. 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesidir. Bu müdahale ile Süleyman Demirel’in Başbakan’ı olduğu hükümet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası tamamen rafa kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askerî dönem başladı. Bu dönem yaklaşık 9 yıl sürdü” dedi.
Tok, açıklamasına şöyle devam etti; ’’12 Eylül aslında Türkiye’yi düzene sokmak için yapılmıştır. Ama ülkemiz 12 Eylül darbesinden sonra daha kötü olaylarla karsı karsıya kalmıştır. 12 Eylül darbesinden sonra PKK denilen terör örgütü oluşturulmuş doğu da ve güney doğu da masum sivilleri öldürerek can almaya başlamıştır. Halen Ülkemizin en büyük sorunu olarak gündeme gelen terör 12 Eylül darbesinin meyvesidir. 12 Eylül den sonra okuyan araştıran genç nesil yok edilmiş ve yerine yobaz kimseden haberi olmayan bir gençlik yetiştirilmeye çalışılmış ve çalışılmaktadır. Biz , ülkücüler, ülkemizin bekası, bölünmez bütünlüğü, vatanımız için, milletimiz için gözünü kıpmadan ülkü yolunda, ülkü uğrunda , nice şehitler verdik. 12 Eylül Sehpaların, silahların gölgesinde yapılan yargılamalar. Hukuk kurallarının askıya alınması. Türkiye’yi, terörden kurtarmak için darbe yapanlar, yeni bir terör biçiminin müsebbibi oldular. 12 Eylül, darbenin hukuku ile terörün hukuku arasında hiçbir farkın olmadığını gösterdi. Doksan gün süren göz altılarda onlarca genç hayatını kaybetti, yüzlercesi sakat kaldı. İşkence altında alınan ifadelerle binlerce insanın hayatı karartıldı. 1983 yılının sonuna kadar idam sehpaları giyotin gibi çalıştı. 12 Eylül Türk milletinin vicdanında çoktan mahkum olmuştur. Mahkum olmasına olmuştu ama nice devler, nice kahramanlar, nice vatan aşkıyla yanan, iman dolu kalplerin yok olmasına sebep olmuştur. Gencecik yaşlarında ülküleri uğrunda savaşan, ülkeyi karanlığa itmek isteyenler ile mücadele veren, önlerine set olan ve tek suçları ülkelerini sevmek olan kalpleri imanla dolu olan ve bu yüzdende körelmiş zihniyetin, satılmış kuklaların karşılarına aldığı, asılmaları için, idam ettirilmeleri için her yolu seçtiği ve binlerce genç ülkü devine kıydığı, kalpleri imanla dolu ağabeylerimizin haince öldürülmeleri ve idam edilmelerini arasından tam 40 yıl geçti ama ülkücü camia asla ülkü şehitlerini unutmadı ve unutmayacaktır. Bir bengü taşa kazınıp binlerce yıl sonrasına ulaştırılması gereken şu satırlar rahmetli Selçuk Duracık abımızın idamından önce ailesine yazdığı bir mektuptan alınmıştır. Ülkücülerin sahip olduğu iman sevgi, aşk, vefa, sadakat, sabır, gibi bütün güzel duygu ve hasletlerin tamamı bu satırlarda gözler önüne serilmektedir: “Muhterem babacığım ve anneciğim, bu mektubu son ebedi yolculuğumuz olan Allah’ın huzuruna çıkmadan önce yazmış bulunuyorum. Yüce Mevla’m sizlere sabır ve dayanma gücü versin. Benim ve sizlerin başına gelen her ne ise, Cenab-ı Allahtan gelmiştir. Onun için sabır edin, şükredin ki, geçmiş ve gelecek günahlarımız, Mevlamın vermiş olduğu musibetlerle temizlensin. Aksi halde sabır etmezsek, Mevlamızın daha çok musibet belaları üzerimize gelir. Onun için hiç üzülmeyin. Çünkü Yüce Mevlamız bir Ayet-i Kerime’de şöyle buyurmaktadır: “Kullarımdan birisine bedeninde veya malında veya evladında bir musibet yönettiğim zaman, sonra da o da güzel bir sabır ile karşılarsa, kıyamet günü onun için mizan kurmak veya onun için defter açmaktan haya ederim.” Durum böyle olunca bizlere güzel bir sabır ve şükretmek düşüyor.”12 Eylül 1980 askeri darbesini, dış mihrakların oyunlarını, ülkenin daha çok gerilemesini sağlamasını, körleşmiş zihniyeti, Türk Milliyetçileri’ne yapılan zulmü, tek suçları vatanı sevmek olan ve bu yüzden idam ettirilmiş olan ülkü devlerimizi asla unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak; Allah için, Vatan için, Bayrak için, canından geçip, şahadet şerbetini içen başta Halil Esendağ, Selçuk Duracık, Mustafa Pehlivanoğlu, Cengiz Baktemur, Ali Bülent Orkan, Cevdet Karataş, Fikri Arıkan,Velican Oduncu Ahmet Kerse İsmet Şahin ve tüm ülkücü şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Ve diyoruz ki: “Unutmak,tükenmektir!” “Zulüm,asla, payidar olmaz.” diyerek sözlerini noktaladı.