23 Nisan 2024 Salı

TÜRK EĞİTİM SEN’DEN SINAV VE PROMOSYON TEPKİSİ!

Türk Eğitim Sen 1 ve 2 No’lu Şube, Kayseri’de ortak basın açıklaması yaparak, eğitimcilerin sınava tabi tutulması ve promosyon anlaşmalarının enflasyona bağlı olarak güncellenmemesini protesto etti.

Türk Eğitim Sen Kayseri 1 No’lu Şube Başkanı Muharrem Çolak ve 2 No’lu Şube Başkanı Ramazan Sıdar, Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Eğitimcilerin uzman öğretmen olması için yeniden sınava tabi tutulmasını doğru bulmadıklarını ve öğretmenliğin tecrübe ile uzmanlaştığını ifade ettiler. Ayrıca promosyon ücretlerinde de enflasyona bağlı olarak güncelleme yapılmamasını protesto eden Türk Eğitim Sendikası açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “2022-2023 eğitim öğretim yılında eylül ayını geride bırakmış bulunuyoruz. Herkesin malumudur ki bu eğitim öğretim yılı eğitimciler için kaygılı, mutsuz ve huzursuz bir şekilde başlamıştır. Eğitim çalışanlarının bu kaygılı tablosu görmezden gelindiği için talep ve şikayetlerimizi yetkililere duyurmak adına meydanlarda haykırmak tek seçenek olmuştur. Bugün burada tüm yetkililere sesleniyoruz; eğitim çalışanlarının sesini artık duyun! Uzmanlık ve başöğretmenlik unvanlarının sınavla verilmesi yanlıştır! İlk olarak 2006 yılına ortaya atılan ve sonra unutulan kariyer basamakları düzenlemesi 2021 yılının sonuna tekrar gündeme gelmiştir. Türk Eğitim Sen Genel Merkezimizin ve Sayın Genel başkanımızın tavrı ilk anda çok net olarak ilan edilmiştir. 1-Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu tüm paydaşların katkısına açın 2-657’deki haklarımızın korunması kırmızı çizgimizdir! Bu süreçte sendika genel merkezimiz öğretmen, idareci, vs. bütün eğitim çalışanlarının özlük hakları ve eğitimciye şiddete karşı önleyici tedbirler bulunan Meslek Kanunu önerisini hükümete sunarak çözüm odaklı sendikacılık anlayışının gereğini de ortaya koymuştu. Büyük beklentilere rağmen sadece düzenlemesi eğitimin gündemine oturdu. 4 maddelik kariyer basamakları, Bugün burada tekrar söylüyoruz! Hiçbir eğitimci sınavlı bir uzmanlık ve başöğretmenliği doğru bulmuyor! Kamu çalışanları içerisinde sınava en çok tabi tutulan ve çok daha zor sınavlardan geçmiş olan eğitimciler olarak bizler sınavdan korkmuyoruz! Sınava karşıyız çünkü: Uzmanlığımız tecrübemizdir. Test çözme becerisi uzmanlığın ölçütü değildir. 99 farklı branşın alanındaki uzmanlığı aynı test sorularıyla ölçülemez! -Resim, müzik, beden eğitiminin uzmanlığını hangi çoktan seçmeli test ölçebilir? Öğretmenlik bilme değil, bildiğini aktarma mesleğidir” dedi.

“TBMM’Yİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ”

Öğretmenlik meslek kanunu için TBMM’yi göreve davet eden Türk Eğitim Sen; “Sınava karşıyız çünkü: Sınavlı kariyer basamakları, zaten ücretli-sözleşmeli-kadrolu olarak bölünmüş öğretmen odalarını biraz daha ayrıştıracak ve çalışma barışını bozacaktır! Bakanlığa önerimiz gayet net ve makuldür: 10 yılı dolduran her öğretmen sınavsız uzman, 20 yılı dolduran her öğretmen sınavsız başöğretmen olmalıdır! Türk Eğitim Sen olarak, yeni yasama yılında TBMM’ye çağrıda bulunuyor; başta kariyer planlamasının hizmet yılı esasına göre yapılması olmak üzere, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun içeriğinin adına yakışır şekilde zenginleştirilmesi amacı doğrultusunda ivedilikle adım atmaya davet ediyoruz. Şiddet ve tacize yönelik önleyici tedbirler ve caydırıcı müeyyideler hayata geçirilmelidir. Elverişsiz koşulların hakim olduğu bölgede görev yapan öğretmenlere zorunlu hizmet tazminatı ödenmelidir. Bu ve benzeri talep ve önerilerle içeriği zenginleştirilmiş bir Öğretmenlik Meslek Kanunu hem meslektaşlarımızın yaşadığı problemleri sonlandıracak hem de dolayısıyla daha verimli bir eğitim hizmeti sunulmasın zemin sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

PROMOSYON SÜRECİ YAKIN TAKİPTE

Promosyon ücretlerindeki artış sürecini yakından takip edeceklerini ifade eden Türk Eğitim Sen; “Yine son dönemde enflasyona bağlı artışlar sebebiyle ilimiz merkezinde ve ilçelerimizde yapılan promosyon anlaşmaları devede kulak kalmıştır. Türk Eğitim Sen şubeleri olarak hem il merkezinde hem de ilçelerimizde promosyon anlaşmasının güncellenmesi talebimizi ilk olarak 7 Mart, sonrasında ağustos ayında Milli Eğitim Müdürlüklerine yazılı olarak iletmiş ve sürecin takipçisi olacağımızı belirtmiştik. Bizler bu sürecin takipçisi olacağız ve süreç hakkında tüm eğitim çalışanlarını bilgilendirmeye devam edeceğiz” dedi.

“ÖĞRETMENİN ÜCRETLİSİ, SÖZLEŞMELİSİ, KADROLUSU OLMAZ”

Öğretmenlerin kadrolu istihdam modelini istediklerinin altını çizen Türk Eğitim Sen; “Eğitimin en önemli sorunlarından biri de farklı istihdam modelleridir. Bizler Türk Eğitim Sen olarak, eğitim iş kolunda tek çeşit istihdam modelini, kadrolu istihdamı istiyoruz. Sözleşmeli istihdam aile birliğini, özür atamalarını yok sayan bir uygulamadır. Dezavantajlı bölgelerde öğretmeni tutmanın yolu ona pranga vurmak olmamalıdır. 2011 yılında 68 bini öğretmen olan 232 bin 4/B’li sözleşmeli memur kadroya geçirilmişti. Yapılan kanuni düzenlemenin gerekçesi kamu hizmetlerinin etkili, hızlı ve verimli yürütülmesini sağlamaktı. İşte bugün de sözleşmeli meslektaşlarımız farklı bir şey istemiyor. 4 Haziran 2011 tarihinde dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM Başkanlığı’na gönderdiği yazıda ifade ettiği gerekçeye uygun şekilde, görev, yetki ve sorumlulukları aynı veya benzer olan ve aynı unvanı taşımakla birlikte farklı statülerde istihdam edilmiş olan 4/B’lilerin kadroya geçirilmesini talep ediyorlar. Yani: çok şey istemiyoruz; 2011’de yapılanın tekrarını bekliyoruz. Eğitim bir bütündür ve bir ekip işidir. Tüm eğitim çalışanları bu ekibin vazgeçilmez bir parçasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı tüm kurumlarda öğretmenlerimizin yanında farklı kadro ve unvanlarda tüm eğitim çalışanları eğitim öğretim süreçlerinin sorunsuz ve sıkıntısız geçmesi için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Durum böyle iken her yıl eylül ayında verilen eğitim öğretim ödeneğinin en az bir maaş tutarında olmasının yanı sıra bunun tüm eğitim çalışanlarına verilmesi öncelikli taleplerimiz arasındadır.”

“ÖĞRETMENİNİN İTİBARI, MEB’İN NAMUSUDUR”

Öğretmenlik mesleğinin itibarının zedelenmemesi ve taleplerine duyarsız kalınmaması isteyen Türk Eğitim Sen; “Son dönemde sosyal medya üzerinden öğretmenlerimize saldıran, adres olarak yurt dışını gösteren, peygamber mesleği olan öğretmenliğe sırça köşkünden parmak sallayan hadsizlere inat meslek itibarımızı yeniden kazanacağız. Had bilmek ve ar etmek erdemdir. Kimsenin şüphesi olmasın; öğretmenlerimiz, böylesi had bilmezlerden de bu ülkeyi kurtarmak için var gücüyle gayret ortaya koymaya devam edecektir. İlkesi önce ülkesi olan bizlerin amacı bağcıyı dövmek değildir. Sorunlarımızı kamuoyu ve yetkililerle paylaşmaktır. Daha verimli çalışmak, üretmek, ülkemize değer katmak bizim şiarımızdır. Öğretmenler yarının mimarlarıdır. Yetkililere bir kez daha sesleniyoruz. Görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan arkadaşlarımızın bu haklı taleplerine duyarsız kalmayın” şeklinde konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.