Hunat TV Kayseri'nin Ekranı
Diyetisyen Mine Türk, kış aylarının gelişiyle beraber değişecek olan yemek alışkanlıklaımız hakkında önerilerde bulundu. Türk, kış aylarında havalar soğuduğu için insanların su içmediğini fakat vücudun su kaybını engellemek için su içmeye devam etmeliyiz diye konuştu.
Danışan bir kişinin gelmeden önce kendi kararını vermesini ve kilo almaya ya da vermeye hazır olmasını söyleyen Türk: “ Öncelikle kendinize bir motivasyon kaynağı oluşturmanız gerekiyor. Buraya ilk geldiğinizde vücut analizinizi yapıyoruz. Bu analizde vücut ağırlığınızdan başka vücut yağ endeksiniz, kat endeksiniz ve beden kitle endeksinize bakarak vücut durumuzdan sizi haberdar ediyoruz. Sonrasında beslenme doğrunuzu ve yanlışlarınızı bize aktarıyorsunuz. Bu yolla sizinle genel beslenme sorunlarını konuşuyoruz. Daha sonra kan tahlilleri veriyoruz. Tahlillerinizi yaptırdıktan sonra bize ulaşıyorsunuz ve bu sonuçlar doğrultusunda kişiye özel beslenme listelerinizi hazırlıyoruz. Kararınızı vermedikçe bir diyetisyenin size yol göstermesi sizin bir işinize yaramayacak. Çünkü en ufak bir hatada bunu yok sayıp tekrardan eski düzeninize dönebilirsiniz. Tabi bu da hiç olumlu bir durum değil” dedi.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de beslenme yanlışları olduğunu dile getiren Türk, ev dışı beslenmelerin kalori bakımından çok yüksek olduğunu, bunun sonucu olarak da obezite ülkemizde yoğun bir şekilde artış göstermek olduğunu belirtti. Günlük almamız gereken enerji miktarından fazlasını aldığımızı ve bunların yakılmadığı taktirde göbek çevresi ve bel çevrsinde yağlanmalara yol açtığını dile getirdi.
Bilinçsiz ve düzensiz kilo vermenin etkilerinden bahseden Türk: “Hayatımızda düzenli bir beslenme oluşturmadan, kilo verme bilincini aşılamadan ve daha sonra katı kuralları olan diyetleri ve sürdürülebilirliği olmayan diyetler sağlık açısından zararlıdır. Mesela tek öğünle beslenen insanlar var. Böyle kilo vereceğini zanneden insanlar vücudu açlığa sokuyor ve vücut 18-20 saat açlıkta kendini aç bırakacağını düşünüyor. Bu şekilde alınan enerji direkt yağa dönüşüyor. Yani kilo vermiyor vücut daha fazla yağlanıyor/yağ alıyor diyebiliriz. Bu durum halsizlik yorgunluk oluşturacak bireyde. Diğer bir yanlış proteinden fazla beslenmek. Yurdumuzda çok popüler bir diyet şekli. Bu diyet şeklinde de proteini fazla almak vücut metabolizmasını hızlandırır. Bunun yanında fazla protein kas erimesi de yapar. Ayrıca protein demek yağ demek. Yağı da fazla alırız. Bu da hipertansiyon kalp hastalıkları gibi birçok rahatsızlığa neden olabilir. Bu sebepten 5 besin gurubunu düzenli almak çok önemlidir. Bunlara dikkat edilmelidir. En önemli şey porsiyon kontrolü. Porsiyon kontrolü olduğu zaman hiçbir sıkıntı olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Kış aylarındaki beslenme alışkanlıklarına değinen Türk, kışın kalın kıyaferler giyer gibi düşünüp kilolarımızı göz ardı ettiğimizi ve bundan dolayı yağlı besinleri daha fazla tükketiğimizi söyledi. “Kış mevsiminde de her dönem olduğu gibi 5 besin gurubundan almamız gerekiyor. Bunlar süt ve süt ürünleri, et, baklagil sebze, meyve ve tam tahıllar. Ayrıca havaların soğumasıyla birlikte bağışıklık sistemimizi güçlendiren A ve C vitaminlerince zengin; havuç, karnabahar, kabak bu tür sebzeleri daha çok eklicez ve aynı zamanda portakal mandalina, alma gibi meyveleri gün içerinde almamız gerekiyor. Günlük beş porsiyon meyve, 2 porsiyon sebze tüketmeyi öneriyoruz. Ayrıca bağışıklık ve vücut direncini arttırmak için E vitamini de almamız gerekiyor. E vitaminini de; kuru baklagiller, yeşil yapraklılar ceviz, fındık gibi yiyeceklerin alınması hem vücut direncini arttıracak hem de bağışıklığımızı kuvvetlendirecek. Kış aylarında sindirim de yavaşladığı için posa oranı yüksek besinleri aldığımız zaman sindirim problemimiz de ortadan kalkacak. Kış aylarıyla birlikte havalar soğuduğu için insanlar su içmeyi ihmal ediyor.Su tüketimimize de dikkat etmemiz gerekiyor. Yine günlük 2-2.5 litre su tüketilmesi gerekli. Ada çayı ıhlamur gibi içecekleri de suyun yanında tüketmeliyiz” diyerek sözlerini noktaladı.
HABER: SALİH ZEKİ ÇETİN
