Türkiye Kamu-Sen Kayseri İl Temsilcisi Kamil Ünal, İsrail’in Mescid-i Aksa’da Filistinlilere yönelik saldırılarını sert bir dille kınayarak, Filistin davasının, insanlık tarihi boyunca süregelmiş bir mücadeleyi ifade ettiğini dile getirdi.
İsrail’in Mescid-i Aksa’yı işgal ederek Filistinlilere yönelik saldırılarına tepkiler devam ediyor. Müslümanların bu saldırıya karşı tek yürek ve tek ses olması gerektiğini dile getiren Türkiye Kamu-Sen Kayseri İl Temsilcisi Kamil Ünal, Mescid-i Aksa’ya yönelik çirkin planları kınadı. İslam dünyasının barışa hasret olduğunu söyleyen Başkan Ünal yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Yıllardan beri bir soykırıma uğramış, mağdur ve mazlum millet rolünü kimseye bırakmadan devlet terörü estiren İsrail’in, Filistinli kardeşlerimize uyguladığı insanlık dışı saldırı ve tecrit hepimizin yüreğini yaralamaktadır. İsrail, bir süre ara verdiği vahşetine geçtiğimiz günlerde yeniden başlamış, Müslümanlığın ilk Kıblegâhı, kutsal ibadethanesi Mescid-i Aksa’da nöbet tutan Filistinlilere saldırmış, çok sayıda Filistinliyi katletmiştir. Çocuk, yaşlı, genç demeden, gözünü kırpmadan insanlık suçu işleyen İsrail’e 1947’den beri döktüğü kanlar, aldığı canlar yetmemiş olacak ki, şimdi yeni bir katliama daha girişmiştir. Yıllardır süren bu vahşete göz yumulması, İsrail’in yıllardır uluslararası hukuka ve anlaşmalara aykırı bir biçimde Filistin topraklarını işgal etmenin de ötesinde İslam dünyasının kutsallarına açık bir saldırı cüretini göstermesine yol açmıştır. İslam dünyası tek yürek, tek ses olmadığı sürece dünyanın her köşesinde Müslüman kanının akmaya devam edeceği bilinmelidir. Bu noktada ayrılmanın, bölünmenin kimseye bir yarar sağlamadığı, yalnızca ülkemiz ve İslam ümmeti üzerinde oyun oynayanların ekmeğine yağ süreceği açıktır. Batı’nın yaptırım içermeyen göstermelik açıklamalarının İsrail vahşetini durdurmaktan öteye daha da cesaretlendirerek azdırdığı görülmektedir. Bu bakımdan İslam toplumlarının ortak karar alması ve Batı’yı da bu kararlara uymaya zorlaması, bu coğrafyada huzur ve barışın sağlanması için vazgeçilmez zorunluluk, dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan mazlum milletler açısından da hayati derecede önemlidir. Öte yandan bizim için Filistin davası, insanlık tarihi boyunca süregelmiş bir mücadeleyi ifade eder. Filistin, bize “Kanla alınan bu topraklar parayla satılamaz” diyen Abdülhamit Han’ın hatırası, Kabe’den önceki Kıblegâhımız olması dolayısı ile de mukaddes emanetimizdir. Bu nedenle hain saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralı Müslüman kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz. Değerlerini yitirmemiş, olaylara tarafsız bakabilen tüm insanlık âlemi; Birleşmiş Milletlerden, yıllardır hukuku hiçe sayan İsrail’den yaptıklarının hesabının sorulmasını beklemektedir. Ne yazık ki, İsrail’in yaptığı zulüm, soykırım ve işkence uluslararası kuruluşlar tarafından görmezden gelinirken; Müslüman ülkelere en küçük bir olumsuzlukta her türlü yaptırım ve NATO müdahalesi için anında karar alınabilmektedir. Bu durum, Birleşmiş Milletlerin de olaylara siyasi yaklaşım gösterdiğinin en açık delilidir. Türkmeneli’ni görmezden gelen, Doğu Türkistan’ı yok sayan, Kafkaslar’a kör bakanların artık seslerini yükseltme zamanı gelmiştir. Bütün İslam alemi barışa ve huzura hasrettir; bu hasret sona ermelidir. Türkiye Kamu-Sen olarak, 74 yıldır bütün insani değerleri ayaklar altına alan, kural tanımaz uygulamalarıyla kanımızı donduran İsrail’i şiddet ve nefretle kınıyoruz. Her şeye rağmen inanıyoruz ki İsrail, bir gün akıttığı mazlum Müslüman kanında boğulacak, uyguladığı devlet terörünün ve insanlık suçunun hesabını er geç ödeyecektir.”