Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri Milletvekili Çetin Arık, özel özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde özel eğitim öğretmenliği programları mezunu olmayan kişilerin, uzaktan eğitimle uzman öğretici kursu alarak derslere girebileceğine yönündeki iddialara tepki gösterdi. Arık, “Kimse unutmasın ki uzaktan eğitimle öğretmen olunmaz, uzaktan eğitimle özel eğitim öğretmeni hiç olunmaz” diye konuştu.
CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, AK Parti iktidarlarının yanlış eğitim politikaları sonucu Türkiye’de eğitim kalitesinin her geçen gün gerilediğini ifade etti. AK Parti iktidarlarında “İşe göre adam değil, adama göre iş” görüşünün ağırlık kazandığını belirten Arık, bunun sonucunda da liyakatsiz kişilerin iş başına getirildiğini söyledi. Son olarak Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü , Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü , Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü ile Özel Özel Eğitim Dernekleri Federasyonumuz arasında imzalanan “Eğitimde İş Birliği Protokolü” ile özel eğitim öğretmenliği programları mezunu olmayan kişilerin, uzaktan eğitimle uzman öğretici kursu alarak derslere girebileceğine yönünde bilgilerin kamuoyuna yansıdığını ifade eden Arık, bunun zaten eğitim konusunda dezavantajlı bir noktada olan özel gereksinimli çocukları daha da mağdur edeceğini belirtti. Uzaktan eğitimle öğretmen olunamayacağının altını çizen Arık, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Ülkemizde özel gereksinimi olan çocuklarımızın eğitimi konusunda konunun uzmanı öğretmenlerin yetersizliği başta olmak üzere ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Dowm, Otizm ve Diğer Gelişimsel Bozuklukları Araştırma komisyonu olarak yaptığımız çalışmalarda da bu duruma defalarca tanık olduk. Ciddi bir öğretmen açığı söz konusudur. Ancak bu sorunun çözümü özel gereksinimi olan çocuklarımızı hiç tanımayan kişilere uzaktan eğitim, kısa süreli kurslar vererek konuyu hiç bilmeyen kişileri özel eğitim öğretmeni olarak istihdam etmek değildir. Bu hem özel gereksinimli çocuklarımıza hem de yıllarca eğitim alan konunun uzmanı olan eğitimcilerimize büyük bir haksızlıktır. Hiç kimsenin böyle bir haksızlığa hakkı yoktur.
Sözde alan mezunu açığını kapatmaya yönelik bu etik dışı girişim, Özel Eğitim Öğretmenliği Programlarından mezun, bu alanda mesleki eğitim almış özel eğitim öğretmenleri arasında mesleki alanı ihlal ve kendi eğitimlerinin değersizleştirildiği hissini uyandıracaktır. Yine son günlerde aynı zamanda çeşitli üniversiteler tarafından Eğitim Fakültelerinin Özel Eğitim Bölümlerinin ilgili anabilim dallarına özel eğitim alanından mezun olmayan (lisans ve/veya lisansüstü eğitim) akademisyenler için ‘kişiye özel’ kadro alım ilanlarının verildiği görülmüştür.
Bir meslek elamanını yetiştirmek için o meslek alanıyla ilgili lisans ve/veya lisansüstü eğitimi (yüksek lisans ve doktora derecesi) olmayan birisine üniversitelerde kadro verilmesi için talepte bulunmak akla, mantığa, bilime ne kadar aykırıysa ve etik dışıysa özel eğitim bölümlerinde özel eğitim alanının ilgili programlarında (özel eğitim, zihin, işitme engellilerin eğitimi ve özel yetenekliler eğitimi) yüksek lisans ve doktora derecesi olmayan kişilere kadro açılmaya çalışılması da o kadar aykırı ve etik dışıdır. Türkiye’ye zarar veren, özel gereksinimli çocuklarımıza zarar verecek olan ‘adama göre iş’ anlayışından ivedilikle vazgeçilmelidir. Özel gereksinimli çocuklarımızın T.C. Anayasası ile belirlenmiş olan, alan uzmanları tarafından sunulan nitelikli eğitim almanın ellerinden alınmasına izin verilmemelidir. Bu yanlıştan dönülmesi için konunun takipçisi olmaya, yetkilileri uyarmaya devam edeceğiz.”